‘Dünya 5’ten büyüktür’ diyerek BM’deki reform çağrısını yineleyen Erdoğan, “Güvenlik Konseyi artık dünya güvenliğinin teminatı olmaktan çıkmış, 5 ülkenin siyasi stratejilerin çarpışma haline gelmiştir” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 78. BM Genel Kurulu’nda açıklamalarda bulundu.
Erdoğan, tüm dünyaya KKTC’yi tanıyın çağrısı yaparak, “Uluslararası toplumu, KKTC’nin bağımsızlığını tanımaya, bu ülkeyle diplomatik, siyasi ve ekonomik bağlar kurmaya davet ediyoruz” şeklinde konuştu. ‘Teröre göz yumanlar var’ diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Suriye, Kuzey Afrika ve Sahel bölgesinde vekalet savaşlarının aracı haline dönüştürülen terörizm, kırılganlığı hızla artan uluslararası güvenlik iklimine onarılamaz zararlar veriliyor” ifadelerini kullandı. ‘Dünya 5’ten büyüktür’ diyerek BM’deki reform çağrısını yineleyen Erdoğan, “Güvenlik Konseyi artık dünya güvenliğinin teminatı olmaktan çıkmış, 5 ülkenin siyasi stratejilerin çarpışma haline gelmiştir” dedi.
Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkan satır başları:
Güven ve dayanışma temasıyla toplanan Genel Kurul’un, tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Dünyamızın geleceği konusunda geçtiğimiz yıl burada yaptığımız değerlendirmelere kıyasla daha iyimser tablo çizmek mümkün değildir. Karşımızdaki fotoğraf, küresel ölçekte daha karmaşık, daha tehlikeli sınamalarla karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor. Kendi ülkemin güneyinde, kuzeyinde, doğusunda ve batısında birçok çatışma, savaş, insani kriz ve sosyal gerilim yaşanıyor. Küresel ekonomik sorunlarla birleşerek büyüyen bu sınamalarla baş etmek her geçen gün daha da zorlaşıyor. Avrupa’nın doğu sınırlarında yaşanan savaş, ekonomiden güvenliğe her alanda ciddi sorunlar ortaya çıkardı.
Suriye, Kuzey Afrika ve Sahel bölgesinde vekalet savaşlarının aracı haline dönüştürülen terörizm, kırılganlığı hızla artan uluslararası güvenlik iklimine onarılamaz zararlar veriliyor. Küresel güçlerin ihtiraslarını kullanarak büyüyen terör örgütlerinin faaliyet alanları teknolojik gelişmeler ile kötüleşen sosyo ekonomik şartlardan istifade ederken, adeta bir salgın gibi geniş coğrafyalara yaygınlaşıyor.
“LİBYALI KARDEŞLERİMİZİ YALNIZ BIRAKMADIK, BIRAKMAYACAĞIZ”
Birkaç gün önce de Libya ağır yıkımlara maruz kaldı. Türkiye olarak Libya’ya yardım için hemen harekete geçtik. 3 gemi ve 3 uçakla 657 personelin yanı sıra yüzlerce araçtan barınma sıhhi malzemeden oluşan yardımları bu ülkeye gönderdik. STK’larımız da kendi imkanlarıyla bu çalışmalara katılıyor. Libyalı kardeşlerimizi yalnız bırakmadık, bırakmayacağız. Ülkemiz gibi şiddetli depremle sarsılan Faslı kardeşlerimize de geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.
“DÜNYA 5’TEN BÜYÜKTÜR”
Genel Kurulun temasının Türkiye’nin hedefleriyle bire bir örtüştüğünü görmekten memnuniyet duyuyorum. Türkiye Yüzyılı vizyonu bu örtüşmenin en net ifadesidir. Genel Sekreterin geçtiğimiz günlerde yaptığı, ‘İkinci dünya savaşı sonrası kurulan kurumların bugünün dünyasını yansıtmadığı’ tespitine biz de katılıyoruz. Bu tespit bizim ‘Dünya 5’ten büyüktür’ çağrımızı ifade ediyor. Güvenlik Konseyi artık dünya güvenliğinin teminatı olmaktan çıkmış, 5 ülkenin siyasi stratejilerin çarpışma haline gelmiştir. Kıbrıs’ta yaşanan son hadiseleri bu yapının bir tezahürü olarak değerlendiriyoruz. Guterres’in barış için yeniden gündem oluşturulması çağrısına önem veriyoruz.
RUSYA-UKRAYNA SAVAŞI: SAVAŞIN SONA ERMESİ İÇİN ÇABAMIZI ARTIRACAĞIZ
Hem Rus hem de Ukraynalı dostlarımızı masada tutmaya gayret ediyoruz. Savaşın sona ermesi için çabamızı artıracağız. Karadeniz girişimi ile Dünya piyasasına 33 milyon ton tahıl ürünü sevk edilmesini sağlayarak, küresel açlık krizi tehlikesinin önüne geçtik. Girişim 3 kez uzatıldı. Girişimin çıkmaza girmesi dünyayı yeni bir krizle karşı karşıya bıraktı. Bu insani köprü için temaslarımız sürüyor. Amacımız, çevremizdeki çatışmalar karşısında dünya barışına ve refahına en büyük katkıları sunmaktır. 13. yılına giren Suriye’deki trajedi bölgedeki insanların hayatını daha da zorlaştırıyor. Adil barışçıl ortaya koyan yegane ülke konumundayız. Kapsamlı kalıcı bir çözümle sona erdirilmesi giderek daha önemli hale geliyor. 14 milyon insanımızı etkileyen deprem, Suriye’de de kendisini göstermiştir. Böyle bir dönemde BM’nin sınır ötesi insani yardımı operasyonun kesintiye uğraması talihsiz bir gelişmedir.
“DEAŞ VE BENZERİ ÖRGÜTLERİ PARAVAN OLARAK KULLANANLARIN RİYAKARLIKLARINDAN BIKTIK”
Sınırlarımız ötesinde konutlar tamamlandıkça, Suriyelilerin buraya dönmesi hızlanacaktır. Suriye’nin toprak bütünlüğüne en büyük tehdit bu ülke üzerine hesabı olan güçlerin güdümündeki terör örgütlerine verilen açık destektir. Bir yandan PKK-YPG, diğer yandan radikal grupların cenderesi altında bunalan Suriye halkı isyan konumuna gelmiştir. Irak da iç ve dış samimi sınamaları aşmak için samimi çaba içerisindedir. Bölge ülkeleri olarak Kalkınma Yolu Projesi ile bölgesel entegrasyonu güçlendireceğiz. Bölgede başları her sıkıştığında DEAŞ bahanesine sarılanların oyunları artık ifşa olmuştur. DEAŞ’la en büyük mücadeleyi vermiş ve en büyük kayıpları yaşatmış bir ülke lideri olarak açık konuşmak istiyorum. Suriye ve Irak başta olmak üzere kendi ekonomik çıkarları için DEAŞ ve benzeri örgütleri paravan olarak kullananların riyakarlıklarından bıktık ve usandık. Bu bölgelerdeki tek tehdit DEAŞ değildir. Asıl tehdit vekalet savaşlarının aracı olarak kullanılmak üzere beslenen terör örgütleridir, paralı askerledir, kimi yerel unsurlardır. Karşımızdaki bu gerçeğe rağmen terör örgütleriyle çalışan ülkelerin terörden şikâyet etme hakkı yoktur. Dünyanın refahını barışını sağlayacak kurumları yeniden yapılandırmalıyız. Küresel bir yönetim mimarisi inşa etmeliyiz. Bir kez daha diyoruz ki, ‘Dünya 5’ten büyüktür’ daha adil bir dünya mümkündür.
“FİLİSTİN DEVLETİ HAYATA GEÇİRİLMEDEN, İSRAİL’İN ARADIĞI HUZURU BULABİLMESİ ZORDUR”
Uluslararası toplumu, KKTC’nin bağımsızlığını tanımaya, bu ülkeyle diplomatik, siyasi ve ekonomik bağlar kurmaya davet ediyoruz. Ada’daki BM Barış Gücü’nden tarafsızlığa riayet bekliyoruz. İtibarı zedelenen bu gücün, Kıbrıs’ta yeni itibar kaybıyla karşı karşıya kalmasını istemeyiz. Ortadoğu’ya kalıcı barışın gelebilmesi, ancak Filistin-İsrail sorununun nihai bir çözüme kavuşturulmasıyla mümkündür. 1967 sınırları temelinde bağımsız ve coğrafi bütünlüğü haiz Filistin Devleti hayata geçirilmeden, İsrail’in de aradığı huzuru ve güveni bulabilmesi zordur.
“KARABAĞ AZERBAYCAN TOPRAĞIDIR”
Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki görüşme sürecini başından beri destekledik. Ancak Ermenistan’ın bu tarihi fırsatı değerlendiremediğini görüyoruz. Ermenistan’ın başta Zengezur Koridorunun açılması olmak üzere, verdiği sözleri yerine getirmesini bekliyoruz. Karabağ Azerbaycan toprağıdır. Bunun dışında bir statünün dayatılması asla kabul edilemez. Tek millet, iki devlet şartıyla hareket ettiğimiz Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünü korunma yönünde attığı adımları destekliyoruz.
“735 MİLYON KİŞİNİN AÇLIKLA BOĞUŞMASININ HİÇBİR İZAHI OLAMAZ”
Türkiye kendi enerji güvenliğini sağlama yolunda önemli gelişme kaydetti. Doğu Akdeniz’den Hazar havasına, Karadeniz’den Balkanlara kadar enerji alanında iş birliği ruhunu ön plana çıkarmak için mücadele ediyoruz. Türkiye, ulaştırma alanında da üzerinden veya çevresinden geçecek tüm projelere destek verecek jeopolitik konuma sahiptir. BM’nin Sıfır Açlık sloganından giderek uzaklaşıyoruz. Dünyanın bu kadar geliştiği çağda, 735 milyon kişinin açlıkla boğuşmasının hiçbir izahı olamaz. Uzaya turistik yolculuk için 100 milyonlarca dolar harcanırken, Afrika’dan Asya’ya milyonlarca insan yiyecek bir lokma yiyecek bulamıyorsa, hiçbirimiz kendimizi güvende hissedemeyiz. Tüm ülkeleri bu konuda güçlü irade göstermeye devam ediyoruz. Çocuklarımıza, bilinçsiz tüketimden doğan kirliliğe boğulmuş ve doğal kaynakları tüketilmiş bir dünyayı miras bırakamayız. Buradan tüm ülkeleri, uluslararası kurumları ve sivil toplum kuruluşlarını Sıfır Atık Hareketi’ne destek vermeye davet ediyorum.
KUR’AN-I KERİM’E ALÇAK SALDIRILAR
Bilhassa gelişmiş ülkelerde bir virüs gibi yayılan ırkçılık, yabancı karşıtlığı, İslam düşmanlığı artık tahammül edilemeyecek seviyelere ulaşmıştır. Avrupa’da Kur’an’a karşı saldırılara, ifade özgürlüğü maskesi altında izin vererek, eylemleri teşvik eden zihniyet, esasen kendi eliyle kendi geleceğini karartmaktadır. Türkiye olarak tüm platformlarda İslam düşmanlığıyla mücadeleye yönelik girişimleri desteklemeye devam edeceğiz. Kutsallara saldırıyı kabul etmeyen dostlarımızı da mücadeleye omuz vermeye devam ediyorum.