Plan döneminde uygulamaya konulacak politika ve tedbirlerle ihracatın 375,4 milyar dolara, ithalatın ise 481,4 milyar dolara ulaşması bekleniyor.
2024-2028 dönemini kapsayan planın vizyonu “Türkiye Yüzyılı’nda çevreye duyarlı, afetlere dayanıklı, ileri teknolojiye dayalı yüksek katma değer üreten, geliri adil paylaşan, istikrarlı, güçlü ve müreffeh bir Türkiye.” olarak belirlendi.
Planla, milletin temel değerleri ve beklentileri esas alınarak ekonomik ve sosyal kalkınma sağlanarak, Türkiye’nin uluslararası konumunun yükseltilmesi ve refahın artırılması amaçlanıyor.
Makroekonomik ve finansal istikrar ile dengeli bir büyüme sağlanırken cari işlemler dengesinde kalıcı iyileşme ve güçlü kamu mali dengeleri öncelendirilecek.
Rekabetçi üretime yönelik sağlıklı işleyen Ar-Ge ve yenilik ekosistemiyle yeşil ve dijital ekonomiye geçiş gerçekleştirilecek, öngörülebilirliği yüksek kamu politikalarıyla iş ve yatırım ortamı iyileştirilerek kurumsal ve fiziki altyapı güçlendirilecek; etkin devlet yardımlarıyla sermaye yapısı güçlü ve verimli KOBİ’ler, sürdürülebilir ve güvenli girdi tedarikiyle güçlü değer zincirleri kurulacak.
Plan ile Türkiye’nin ekonomik ve sosyal alanda sağlayacağı kazanımlardan azami ölçüde faydalanılarak afetler başta olmak üzere risklere karşı dirençli yaşam alanları ve sürdürülebilir çevre öncelikli alanlar olacak. Plan döneminde afetlere karşı dirençli yaşam alanları ve kentsel dönüşüm ile temel altyapı hizmetlerine sahip konuta erişim sağlanacak, çevre ve doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımı esas alınacak. Yaşam kalitesi yüksek kırsal kesim ve daha yaşanabilir ve değer üreten şehirler ile bölgesel gelişmişlik düzeylerinde yakınsama sağlanarak toplumsal refah yaygınlaştırılacak.
12. Kalkınma Planı döneminde adaleti esas alan demokratik, iyi yönetişim ilkeleri çerçevesinde temel hak ve özgürlüklerin adil ve hızlı çalışan bir hukuk sistemiyle korunmasının yanı sıra liyakat esaslı güçlü kurumsal yapılar ve güçlü, aktif ve katılımcı bir sivil toplum ve katılımcı, şeffaf ve mali yapısı sağlam yerel yönetimlere öncelik verilecek.
Türkiye’nin etkin kamu diplomasisi ile küresel toplumun güçlü ve saygın üyesi olma konumunun güçlenerek sürdürülmesi, kalkınma için uluslararası işbirliği ile küresel ve bölgesel sorunların çözümüne yönelik etkili ve uzlaşmacı politikalar üretmeye devam etmesi esas olacak.
Plan vizyonuna ulaşmada insan odaklılık, katılımcılık, kapsayıcılık, hesap verebilirlik, öngörülebilirlik, şeffaflık, verimlilik ve etkinlik ilkeleri esas alınarak, dönem boyunca öngörülen amaç ve hedeflerin gerçekleştirilmesinde toplumun tüm kesimleri tarafından sahiplenilerek gerekli adımların atılması sağlanacak.
MALİYE POLİTİKASI, ENFLASYONLA MÜCADELEDE PARA POLİTİKASINI DESTEKLEYECEK
Plan döneminde, Türkiye ekonomisinin mevcut kaynaklarının en etkin şekilde kullanılarak büyüme potansiyelinin artırılması temel önceliklerden olacak.
Ekonomi politikaları kurala dayalı ve öngörülebilir zeminde yürütülmeye devam edilerek para, maliye ve gelirler politikaları arasındaki eşgüdüm ve uyum güçlendirilecek, başlıca makroekonomik hedeflerden biri olan tek haneli enflasyona ulaşmak için tüm politika araçları kararlılıkla kullanılacak.
Maliye politikası, mali disiplini esas alan, israfı engelleyen bir yaklaşımla yürütülerek enflasyonla mücadelede para politikasını destekleyecek.
Salgın ve afet gibi acil durumların getirdiği mali yüklerin dışında, bütçe gelir-gider dengesinin sağlıklı bir yapıda sürdürülmesi sağlanacak.
Piyasa aksaklıklarının giderilmesine öncelik verecek şekilde kurala dayalı serbest piyasa ekonomisinin işleyişi desteklenecek, iş ve yatırım ortamı iyileştirilecek.
Net sıfır emisyon hedefleri doğrultusunda iklim değişikliğiyle mücadelenin ekonomiye maliyetlerini en aza indirecek ve dijital dönüşümle birlikte yeşil dönüşümün getirdiği fırsatlardan azami düzeyde faydalanılmasını sağlayacak düzenlemeler hayata geçirilecek.
Hizmetler sektöründe döviz kazandırıcı alanlar çeşitlendirilerek artırılacak, turizmde Türkiye’nin bir dünya markası olması ve sektörün uluslararası pazarda turizm gelirleri bakımından üçüncü sıraya yerleşmesi sağlanacak.
Başta doğrudan yatırımlar olmak üzere uluslararası sermaye aracılığıyla Türkiye’de yatırımların artırılması için çalışmalar hızlandırılacak.
5 MİLYON EK İSTİHDAM
Plan döneminde büyüme oranının yıllık ortalama yüzde 5 oranında gerçekleşmesi ve Plan dönemi sonunda kişi başına gelirin 17 bin 554 dolara ulaşması hedefleniyor.
Plan dönemi boyunca 5 milyon ilave istihdam sağlanarak işsizlik oranının dönem sonunda yüzde 7,5’e gerilemesi öngörülüyor.
Plan döneminde uygulamaya konulacak politika ve tedbirlerle, ihracatın 375,4 milyar dolara, ithalatın ise 481,4 milyar dolara ulaşması ve turizmde hedeflenen gelir artışıyla cari işlemler açığının milli gelire oranının dönem sonunda yüzde 0,2 olarak gerçekleşeceği tahmin ediliyor.
Kamu maliyesi araçları, enflasyon hedefi ve cari işlemler dengesiyle uyumlu büyüme ortamını destekleyecek şekilde kullanılacak. Bu kapsamda, harcama gözden geçirmeleri yoluyla harcamaların rasyonelleştirilmesine devam edilecek, vergi adaletini güçlendirici ve vergi tabanını genişletici reformlar yapılacak, harcamaların finansmanında sağlıklı ve sürekli kaynakların payı artırılacak.
Plan dönemi sonunda GSYH’ye oranla kamu kesimi borçlanma gereğinin yüzde 1,8; genel devlet açığının yüzde 1,8; merkezi yönetim bütçe açığının ise yüzde 2,0 olarak gerçekleşmesi hedefleniyor.
Sosyal güvenlik sisteminde aktüeryal denge gözetilerek emeklilik ve sağlık harcamalarının uzun dönemli mali sürdürülebilirliğinin güçlendirilmesi öngörülüyor. Bu çerçevede kayıt dışı istihdam ve ücretle etkin şekilde mücadele edilerek prim tahsilatları artırılacak. Değişen işgücü piyasası ve nüfus yapısıyla uyumlu politikalar aracılığıyla sosyal güvenlik kapsamının genişletilmesi ve sistemin daha sade, etkin ve adil olması sağlanacak.
Ekonomide etkin bir piyasa mekanizması oluşturma hedefi doğrultusunda özelleştirme uygulamalarına devam edilecek.
TARIMDA RİSKLERE KARŞI DAYANIKLI BİR ÜRETİM YAPISI
Planın hedefleri doğrultusunda, Türkiye’nin verimlilik ve rekabetçiliği odağına alan üretim yapısıyla, sanayi sektörünün tarım ve hizmetler sektörüyle etkileşimini artırarak büyümede başat rol üstlendiği, demografik fırsat penceresinden azami ölçüde yararlanarak istihdam oluşturan, sağlıklı bir ödemeler dengesi yapısıyla kaliteli finansman imkanlarının sağlandığı, ihracata dayalı istikrarlı bir büyüme yaklaşımı izlenecek.
Türkiye’nin büyüme perspektifi, beşeri sermaye başta olmak üzere fiziki, finansal ve doğal kaynakların tamamının ekonomik aktivitede etkin ve verimli bir şekilde kullanılarak potansiyel büyümenin sınırlarının daha da yükseltilmesi hedefleniyor.
Devlet yardımları seçici, belirli bir süreyle sınırlı, aynı zamanda müteşebbisin yatırım veya üretim kararı almasında etkili olacak şekilde sürdürülecek.
İthalata bağımlılığı azaltacak, verimliliği artıracak ve daha rekabetçi üretim kapasitesine ulaştıracak büyük ölçekli, yenilikçi, yeşil ve teknoloji odaklı yatırımların desteklenmesine devam edilecek. Bu doğrultuda fiziki, beşeri ve teknolojik altyapı güçlendirilecek. Sanayi sektörü ve sanayi sektörünü destekleyen hizmet ve tarım sektörleri bütüncül bir anlayışla yönlendirilerek Ar-Ge, yatırım, işgücü ve kurumsallaşmaya dayalı verimlilik artışları ekonomi geneline yaygınlaştırılacak.
Tarım sektöründe, sanayi sektörüyle etkileşim içerisinde, gıda arz güvenliğini sağlayan, verimliliğin arttığı, risklere karşı dayanıklı bir üretim yapısı tesis edilecek. Tarımda kaynakların bilinçli kullanımı ve sürdürülebilir yönetimi için stratejiler geliştirilecek ve yeni teknolojilerden faydalanılmasına yönelik politikalar uygulamaya konulacak.
Hizmetlerin niteliği ve çeşitliliği artırılarak turizm sektöründeki kazanımlar daha ileri bir seviyeye çıkarılacak. Türkiye’nin uluslararası bir çekim merkezi ve dünya markası olması doğrultusunda yeni yaklaşım ve uygulamalar hayata geçirilecek. Sektörün uluslararası pazarda önemli bir varış noktası haline gelmesi ve cari işlemler dengesine katkısının artması sağlanacak.
TEK HANELİ ENFLASYON İÇİN TÜM ARAÇLAR KULLANILACAK
Plan döneminde enerji ve madencilik sektöründe yeşil dönüşüm dikkate alınarak doğal kaynaklardan azami ölçüde faydalanılmasını sağlayacak yatırımlar hayata geçirilecek.
Merkez Bankası tek haneli enflasyon hedefine ulaşmada tüm araçları kararlılıkla kullanmaya devam edecek. Dalgalı döviz kuru rejimi sürdürülecek, finansal istikrarın fiyat istikrarını gözetecek şekilde ekonomiyi desteklemesi sağlanacak. Bu çerçevede para, maliye ve gelirler politikaları arasındaki uyum gözetilmeye devam edilerek makroekonomik istikrarın kalıcılığı temin edilecek.
Uluslararası sermayenin Türkiye’ye çekilmesine yönelik sermaye hareketlerinin serbestliği ilkesi doğrultusunda uygulamalara devam edilecek. Sağlıklı finansman kanalları güçlendirilerek cari işlemler açığının finansmanında orta ve uzun dönemli kaynakların miktar ve çeşitliliğinin artırılması sağlanacak.
Gelir dağılımında adaletin güçlendirilmesi ve sürdürülebilir gelirlerin artırılması için verginin tabana yayılması amacı doğrultusunda politikalar geliştirilecek.
Mahalli idarelerde yönetişim süreçleri geliştirilecek, insan kaynağının niteliği artırılacak, harcama sorumlulukları, gelir kapasiteleri ve borçlanmaya ilişkin mevzuat ve uygulamalar sürdürülebilirlik çerçevesinde gözden geçirilecek.
Kamu İktisadi Teşebbüsleri, ekonominin rekabet gücünü artıracak ve kamu maliyesinin sürdürülebilirliğini destekleyecek şekilde faaliyetlerini sürdürecek.
Kamu yatırımlarının tahsisinde başta deprem olmak üzere afetlerden etkilenen bölgelere ve yeşil ve dijital dönüşümün sağlanmasına yönelik alanlara öncelik verilecek, fiziki ve sosyal sermaye yatırımları özel kesim yatırımlarını tamamlayıcı bir şekilde geliştirilecek.
Kamu Özel İşbirliği yöntemi makroekonomik politikalar, sektörel öncelikler ve bütçe prensipleriyle uyumlu olarak ve özel kesim ile kamu kesimi arasında etkin ve yerinde risk paylaşımı sağlanarak uygulanacak.
Nitelikli insan kaynağı, Plan döneminde öngörülen istikrarlı büyümenin başat unsurlarından biri olarak belirlendi.
Plan döneminde uygulanacak verimlilik ve rekabetçilik odaklı politikalar sonucunda reel GSYH’nin yıllık ortalama yüzde 5 oranında artması; 2028 yılında GSYH’nin 2 trilyon 820 milyar liraya, kişi başına gelirin 17 bin 554 dolara ulaşması hedefleniyor.
Sanayinin yıllık ortalama yüzde 5,9 oranında büyümesi ve üretimin sektörel kompozisyonunda önemli bir değişim yaşanarak sanayinin GSYH içerisindeki payının Plan dönemi sonunda yüzde 26,9’a çıkması planlanıyor.
Tarım sektörünün yıllık ortalama yüzde 3,1 büyümesi ve GSYH içerisindeki payının yüzde 6,2 olması, hizmetler sektörünün GSYH içindeki payının yüzde 57 olarak gerçekleşmesi bekleniyor.
DÜNYA MAL İHRACATINDAN ALINAN PAY YÜKSELECEK
Türkiye’nin 2022 yılında dünya mal ihracatından aldığı yüzde 1’lik payın, dönem sonunda yüzde 1,3’e yükselmesi bekleniyor.
Sanayi sektöründe yüksek katma değerli üretim odaklı politikaların olumlu etkisiyle, sabit sermaye yatırımlarının Plan döneminde ortalama yüzde 5,5 artacağı, özel kesim sabit sermaye yatırımlarının GSYH içindeki payının Plan dönemi sonunda yüzde 28,2’ye, kamu kesimi sabit sermaye yatırımlarının GSYH içindeki payının ise yüzde 4,3’e ulaşacağı tahmin ediliyor.
Plan döneminde, yıllık ortalama yüzde 3 artışla 5 milyon yeni istihdam oluşturulması öngörülüyor. Sağlanacak ekonomik büyümeye bağlı olarak hızlı istihdam artışının yanında, işgücü piyasasında özellikle kadınlara yönelik politikaların desteğiyle işgücüne katılma oranının yüzde 56,7 seviyesine yükseleceği tahmin ediliyor. Bu gelişmeler doğrultusunda Plan dönemi sonunda işsizlik oranının yüzde 7,5 seviyesine gerilemesi öngörülüyor.
Teknolojik kapasitenin artırılmasına, kurumsal kapasitenin güçlendirilmesine ve beşeri sermayenin geliştirilmesine yönelik adımlar çerçevesinde Toplam Faktör Verimliliği, Plan döneminde yıllık ortalama yüzde 1,1 artması ve büyümeye yaklaşık yüzde 22,5 katkı sağlaması bekleniyor.
TAMAMLAYICI EMEKLİLİK SİSTEMİ KURULACAK
Plan döneminde yurtiçi tasarrufların artırılması ve artan tasarrufların öncelikli sektörler ve üretken alanlardaki yatırımların finansmanına yönlendirilmesi temel amaçlar arasında yer alıyor. Bu çerçevede Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) daha cazip hale getirilerek fon tutarı ve katılımcı sayısı artırılacak, Otomatik Katılım Sistemi (OKS) işveren katkısını içerecek şekilde geliştirilecek ve fon çeşitliliği sağlanacak.
OKS’nin işveren katkısını da içeren ikinci basamak emeklilik sistemine dönüşeceği tamamlayıcı emeklilik sistemi kurulacak. OKS’de fon çeşitliliği katılımcıların farklı risk algısı ve tercihlerini dikkate alacak şekilde artırılacak. BES’te yapılan kesintilerin sadeleştirilmesi ve azaltılması sağlanacak.
Yükseköğretim kurumlarına kayıtlı 25 yaş altı öğrencilerin BES’e katılımlarını ve sistemde kalmalarını teşvik edici uygulamalar hayata geçirilecek.
Finansal okuryazarlık içeriği ilk ve orta öğretim müfredatına yansıtılacak.