ABD’de bu yıl faiz indirimi beklemeyen uzmanların sayısı giderek artıyor.
ABD’de yatırımcıların odağında Fed’in faiz indirimine gidip gitmeyeceği sorunsalı yer alıyor. Uzmanlar ise karamsar kanada giderek daha fazla yaklaşıyor.
Sayıları giderek artan bir uzman korosu 2024’te faiz indirimi geleceğini düşünmüyor.
Faiz indirimi senaryolarının modası geçiyor
Insider’dan Matthew Fox’un haberine göre, 2024’te öngörülen faiz indirimlerinin sayısı önce yediden üçe, şimdi de potansiyel olarak sıfıra kadar gerilemiş durumda. Kısacası, Wall Street’te faiz indirimi senaryolarının modası hızla geçiyor.
Sadece birkaç ay önce enflasyonun hızla düştüğüne dair kanıtlar, Fed’in bu yıl faiz oranlarını normalleştirme konusunda agresif davranabileceğini gösteriyordu; ilk piyasa tahminleri, Fed’in efektif Fed fon oranını mevcut yüzde 5,25’lik seviyeden yıl sonuna kadar yüzde 3,5 seviyesine düşüreceğini gösteriyordu.
Ancak son birkaç aydaki sağlam istihdam raporları, imalat faaliyetlerindeki toparlanma ve Atlanta Fed’in yüzde 2,5’lik güçlü ilk çeyrek GSYİH tahminiyle desteklenen bir dizi güçlü ekonomik veri, yatırımcıların düşük faiz oranları için biraz daha beklemek zorunda kalacağını gösteriyor.
Faiz indirimi olmayacak mı?
Bu düşünce, perşembe günü Minneapolis Fed Başkanı Neel Kashkari’nin ekonomi bu kadar iyi giderken faiz oranlarını düşürmenin bir anlamı olmadığını söylemesiyle doruğa çıkmış durumda. Kashkari, “Eğer çok cazip bir gidişat oranımız varsa, insanların işleri yerinde, işletmeler iyi durumda, enflasyon geri geliyorsa neden bir şey yapalım ki?” diye sorarak faiz indirimlerinin olmayabileceğinin sinyalini veriyor.
Fed Guvernörü Michelle Bowman da cuma günü benzer düşünceleri yineledi ve eğer enflasyon Fed’in uzun vadeli hedefi olan yüzde 2’nin üzerinde kalırsa, bu yıl faiz indiriminin değil ek bir faiz artırımının bile gerekli olabileceğini söyledi. Bowman, “Bu benim temel görünümüm olmasa da, gelecekteki bir toplantıda enflasyonun durması veya hatta tersine dönmesi halinde politika faizini daha da artırmamız gerekebileceği riskini görmeye devam ediyorum” dedi.
Fed üyelerinin bu haftaki karşılıklı konuşmaları, Kashkari’nin yorumlarının ardından Perşembe günü büyük bir satış dalgasına yol açtı. Ancak bu kayıplar, Mart ayındaki güçlü istihdam raporunun ardından Cuma günkü seansta büyük ölçüde toparlandı.
Yatırımcılar da yeni senaryoya ikna oluyor
Yine de piyasa duayeni Ed Yardeni’ye göre yatırımcılar, bu yılın başlarında büyük bir hamle olarak görülen faiz indirimlerinin 2024’te masadan kalkabileceği gerçeğinin nihayet farkına varıyor olabilir. Yardeni Perşembe günkü notunda, “Yatırımcılar nihayet bu yıl faiz indirimi olasılığını göz ardı ediyor olabilir” diyerek petrol fiyatlarındaki son artışın enflasyon üzerinde yukarı yönlü bir risk oluşturduğunu ekledi.
Bu yıl faiz indirimi yapılmamasını savunan diğer uzmanlar arasında, geçen ay Fed’in yapışkan enflasyon nedeniyle faiz oranlarını düşürmeden önce ‘birkaç yıl’ beklemesi gerektiğini söyleyen Torsten Slok gibi üst düzey ekonomistler de yer alıyor. Slok, “Yapay zeka hisse senetleri için bu durum Fed’in faiz oranlarını düşürmesini zorlaştıracaktır” diyor ve ekliyor: “Kesinlikle bir yapay zeka balonunun içindeyiz ve bunun yan etkisi, teknoloji hisseleri yükseldiğinde finansal koşulların hafiflemesidir. Bu, Fed’in işini çok daha zorlaştırıyor.”
Vadeli işlem piyasası şu anda ilk faiz indiriminin Haziran ayında gerçekleşmesi olasılığını yüzde 51 olarak belirlerken Bank of America’daki analistler, ilk faiz indirimi Haziran ayında gerçekleşmezse yılın ikinci yarısında da başkanlık seçiminin yaklaşması nedeniyle gerçekleşmesinin pek olası olmadığını söylüyor.
Bank of America, yaptığı açıklamada, “Fed piyasalara Haziran ayında faiz indiriminin haklı olmadığını söylerse, bu yılın ilerleyen dönemlerinde bir faiz indirimini haklı çıkarmak daha da zor olacak” diyor.
Borsaya etkileri
Düşen faiz oranları, hisse senetlerini değerlemek için sıklıkla kullanılan iskonto oranını düşürdüğü ve daha yüksek değerleme çarpanlarına yol açtığı için hisse senedi fiyatları bakımından olumlu bir etki yaratıyor. Dolayısıyla kağıt üzerinde faiz indirimlerindeki bir gecikme, Hisse senedi fiyatlarının daha düşük olacağını gösteriyor.
Ancak uzun vadede hisse senedi fiyatlarını yönlendiren şey kazanç artışı. Beklenenden iyi gelen ilk çeyrek kârları, faiz indirimi söylentileri zayıflarken bile rekor seviyelere yakın işlem gören borsanın hareketlenmesine yardımcı oluyor.
Milyarder yatırımcı Ken Fisher, “Tam istihdam konumundaki bir ekonominin ve yapay zekanın giderek daha fazla benimsenmesinin sağladığı verimlilik kazanımlarının yol açtığı olumlu büyüme görünümleri, faiz oranları yüksek kalsa bile hisse senedi fiyatlarının yükselmeye devam edebileceğini gösteriyor” diyor.
Fisher ekliyor: “Ve eğer borsa ve ekonomi yüksek faiz oranlarına daha uzun süre dayanırsa, bu, bir sonraki kaçınılmaz resesyon geldiğinde ekonomiyi canlandırmak amacıyla Fed’e faiz oranlarını önemli ölçüde düşürmesi için daha fazla cephane verecektir.”
Sonuçta ekonomideki iyi haberlerin, resesyon önlendiği sürece borsada da iyi haber anlamına geleceği kabul ediliyor.