ABD’de yatırımcılar Fed haftasına kilitlenmiş durumda. Analistler ise Fed Başkanı Jerome Powell’ın şahin bir duruş sergilemek zorunda olduğunu düşünüyor.
Wall Street’te analistler, Fed’in inatçı enflasyonun ortasında yapacağı toplantıda, Başkan Jerome Powell’ın gelecekteki faiz artırımlarını göz ardı etmeyebileceğini söylüyor.
Powell’ın konuşması
Fortune’dan Jason Ma’nın haberine göre, Fed, faizlerin 2001’den bu yana en yüksek seviyede seyretmesine rağmen enflasyonun sadece yapışkan değil, aynı zamanda yeniden yükselişe geçtiğine dair işaretlerin ortasında Salı günü iki günlük toplantısına başlıyor.
ABD Merkez Bankası’nın faiz oranlarını Temmuz ayından beri olduğu gibi yüzde 5,25 – 5,5 seviyesinde sabit tutması bekleniyor ancak piyasaların asıl odak noktasının Fed Başkanı Jerome Powell’ın yorumları olacağı kabul ediliyor. Powell’ın bu ayın başlarında yaptığı konuşmanın, yakın zamanda faiz indirimi umutlarını büyük ölçüde ortadan kaldırdığı biliniyor.
Washington D.C.’de Kanada-ABD ekonomik ilişkileri üzerine düzenlenen bir politika forumunda konuşan Powell, “Şu anda, iş gücü piyasasının gücü ve enflasyonda şu ana kadar kaydedilen ilerleme göz önüne alındığında, kısıtlayıcı politikaya daha fazla zaman tanımak uygun. Enflasyon devam ediyor ve Fed olarak ‘gerektiği sürece mevcut faiz oranlarını koruyacağız” demişti.
Faiz artırımı tamamen masadan kalkmış değil
JPMorgan ekonomisti Michael Feroli, paylaştığı notta, Powell’ın Çarşamba günkü toplantı sonrası basına karşı yapmayı planladığı açıklamaların muhtemelen bu konuşmayı yansıtacağını ancak izlenecek en önemli anın sorular ve cevaplar olacağını söylüyor.
Powell’ın daha önceki yorumlarında ek faiz artırımlarına değinmediğini ve bunun yerine sabit tutma ya da faiz indirimi seçeneklerini öne sürdüğünü belirtirken Feroli, daha fazla faiz artırımı konusunun hala gündeme gelme potansiyeli taşıdığını söylüyor ve ekliyor: “Basın ordusunun onu bu kadar kolay bırakmayacağını ve faiz artırımına yol açacak bir konuda onu zorlayacağını varsayıyoruz. Burada Powell’ın faiz artırımının temel durum olmadığını, aynı zamanda verilere bağlı olacağını ve göz ardı edilemeyecek bir şey olduğunu söylemesini bekliyoruz.”
Şahin bir duruş olası
Yaklaşan toplantı aynı zamanda yeni faiz oranı tahmin grafikleri olmadan da gerçekleşecek. Mart ayındaki son toplantı, Fed yetkililerinin bu yıl üç faiz indirimi beklediğini göstermişti.
Bu umutlar, soğumanın devam ettiğini göstermeyen bir dizi enflasyon raporuyla zaten suya düşmüş durumda ve Feroli, Powell’ın Mart ayı tahminini savunma ihtimalinin düşük olduğunun altını çiziyor.
Wall Street’teki diğer isimler de Powell’ın faiz artırımı olasılığını kabul etmek zorunda kalabileceğini ifade ediyor. Bloomberg Economics, Fed toplantısında Powell’ın ‘şahin bir dönüş’ yapacağını öngörüyor. Analistleri Anna Wong, Stuart Paul, Eliza Winger ve Estelle Ou, “En azından ortalama FOMC katılımcısının artık bu yıl ‘daha az faiz indirimi’ beklediğini belirtecek. Daha şahin bir yaklaşımla, herhangi bir indirim yapılmaması ihtimalinin ipucunu verebilir veya mevcut temel çizgi olmasa da bir artışın masada olabileceğini bile öne sürebilir” diye yazıyor.
Faiz artırımı için 2 senaryo
Bank of America‘daki analistler, Fed’in temel görünümü değişmediği sürece politika yapıcıların mevcut oranların çalışması için daha fazla zaman tanıyacağını öngörüyor ve Powell’ın, zamanı geldiğinde bir sonraki hamlenin muhtemelen faiz indirimi olacağını göstereceğini, Fed’in ise enflasyon daha da soğuyana kadar bekle-gör modunda kalacağını ekliyor.
BofA ise Aralık ayında bir faiz indiriminin geleceğini öngörüyor ve faiz artırımına yönelik çıtanın çok yüksek olduğunu söylüyor. Ancak banka, bunun gerekli olabileceği iki senaryoyu da ortaya koyuyor: “Çekirdek enflasyonun ekonominin aşırı ısındığını gösterecek şekilde artması veya bugünkü enflasyon yeniden hızlanmasa bile gelecekteki enflasyona ilişkin beklentilerin artması.”
BofA, “Yüzde 2 seviyesinin anlamlı bir şekilde üzerinde ne kadar uzun süre kalırsa, uzun vadeli enflasyon beklentilerinin yükselme olasılığı da o kadar artar. Bunu yaparlarsa, Fed bunu bir kredibilite kaybı ve politika faizini yükseltme nedeni olarak görecektir” diyor.