BlackRock, piyasaların, Fed Başkanı Jerome Powell’ın faiz artırımının masada olup olmadığına dair mesajını yakından takip edeceğini söylüyor.
ABD’de yatırımcılar, Fed’in geleceğe yönelik para politikası mesajlarını bugün yakından izleyecek. Bu mesajlar arasında en merak edileni ise faiz artırımı ihtimalinin hala masada olup olmadığı olacak.
BlackRock’tan Rick Rieder, piyasaların bu yıl çok sayıda faiz indirimi beklerken ‘aşırı hevesli’ olmaktan çıkıp diğer yöne ağırlık verebileceğini söylüyor.
Piyasa ‘aşırı hevesli’ tavrından kurtuluyor
MarketWatch’tan Christine Idzelis’in haberine göre, piyasalar bugün Fed Başkanı Jerome Powell’ın enflasyon endişeleri nedeniyle faiz artırımının masada olup olmayacağına ilişkin mesajını yakından dinleyecek. BlackRock’ta küresel yatırım ekibinin başkanı Rick Rieder, “Fed ve piyasadaki herkes için sinir bozucu olmaya devam eden en önemli şey, temel hizmet enflasyonunun çok yüksek olması” diyor.
Rieder, “Powell’ın yapışkan enflasyonla başa çıkmak için faiz artırım potansiyelini nasıl ele aldığı önemli olacak çünkü piyasa muhtemelen bu büyük soruya açık bir tepki verecek” diyor ve Powell’ın geçmişte Fed’in politika faizini kısıtlayıcı olarak tanımladığını ve enflasyonu sürdürülebilir bir şekilde merkez bankasının yüzde 2 hedefine doğru düşürmek için zamana ihtiyacı olduğunu söylediğini hatırlatıyor.
Rieder, Powell’ın faiz oranlarını daha da artırmak istemediğini düşündüğünü söylüyor. Rieder’ın görüşüne göre piyasa, bu yılın başlarından itibaren faiz indirimleri konusunda ‘aşırı hevesli’ olmaktan çıkıp bazı yatırımcıların Fed’in 2024’te hiç faiz indirimi yapmayabileceğini düşünmesiyle artık diğer yöne doğru meyletmeye başlıyor. Rieder, “Veriler izin verirse Fed’in bu yıl bir veya iki faiz indirimi yapmak isteyeceğini düşünüyorum” diyor.
Merkez bankası faizlere ilişkin politika kararını Çarşamba günü yani bugün saat 21:00’de açıklayacak. Powell’ın 21.30’da bir basın toplantısı düzenlemesi bekleniyor.
Powell’ın sözleri borsadaki düşüşü durdurabilir
CME FedWatch Tool verilerine göre, federal fon vadeli işlemleri, yatırımcıların merkez bankasının gösterge faiz oranını mevcut hedef olan yüzde 5,25 – 5,5 aralığından bu yıl yalnızca bir kez düşürebileceğini öngördüğünü gösteriyor. Veriler, Fed’in politika faizini düşürme yönündeki ilk adımını Kasım ayında atabileceğini ortaya koyuyor.
Sevens Report Research’ün kurucusu ve başkanı Tom Essaye, paylaştığı notta, “Yılın başından bu yana piyasalar, faiz indirimi tahminlerindeki dramatik düşüşe iyi dayandı. Unutmayın, piyasa Ocak ayında, Mart ayından itibaren başlayacak ve yıl boyu sürecek altı faiz indirimi bekliyordu” diye yazıyor.
Essaye, hisse senetleri ve tahvillerin bu beklentilerdeki son değişimden fazla etkilenmediğini, çünkü piyasanın hâlâ Fed’in bir sonraki hamlesinin indirim olmasını beklediğini söylüyor ve Powell’ın bu mesajının bugün tekrarlanmasının S&P 500’ün son düşüşünü durdurmaya yardımcı olabileceğini ekliyor.
Şahin bir ton mu?
Rieder’a göre, Powell bugün şahin bir tonda konuşursa, borsa muhtemelen Hazine getirilerindeki bir sıçramanın arka planında düşüş yaşayacak. Faiz oranlarındaki keskin yükselişler geçmişte hisse senetlerine zarar vermiş olsa da, ABD borsası eninde sonunda bunlara uyum sağlayacak gibi görünüyor.
Rieder, “10 yıllık Hazine tahvil getirisindeki ani yükseliş başlangıçta yatırımcıları rahatsız edebilir ancak belirli bir seviyeye yerleştiğinde borsanın hemen toparlanmasını beklemek gerekiyor” diyor ve ekliyor: “Hatırlayın, 10 yıllık Hazine tahvilinin getirisi yüzde 4’e ulaştığında bazılarının ‘bitti’ diye düşündüğü dönemde de aynı durum yaşanmıştı.” S&P 500 Endeksi 28 Mart’ta rekor seviyeye yükselirken aynı gün 10 yıllık Hazine tahvilinin getirisi yüzde 4,192 seviyesinde tamamlanmıştı.
S&P 500 Endeksi, Hazine getirilerindeki yükselişin ortasında beş aylık yükseliş serisini sonlandırarak Nisan ayında düşüş yaşadı. Ancak endeks, Pazartesi gününü 28 Mart’taki tüm zamanların kapanış zirvesinin sadece yüzde 2,6 oranında altında tamamladıktan sonra bu yıl şu ana kadar yüzde 6 oranında yüksek seyrediyor.
Hazine getirileri, enflasyon endişeleri nedeniyle Nisan ayında yükselişin hızlanmasına rağmen 2023’teki zirvelerinin altında kalmaya devam ediyor. FactSet verilerine göre, 2 yıllık Hazine tahvili getirisi dün yüzde 5,02 civarında işlem görürken, 10 yıllık Hazine tahvili getirisi yüzde 4,66 civarına yükseldi.
Pandemi birikimleri enflasyona katkıda bulunuyor
Rieder, piyasanın gelecek birkaç ay içinde özellikle hizmetlerle ilgili enflasyon verilerine yoğun bir şekilde odaklanmasını bekliyor ve ekliyor: “Şimdilik mal enflasyonu yok gibi görünüyor ancak hizmet enflasyonu genel olarak yapışkan ve yüksek kalmayı sürdürüyor.”
Örneğin, Rieder’a göre barınma hariç temel hizmet enflasyonu son üç aylık dönemde yıllık bazda yüzde 6,9 seviyesinde seyrediyor. Rieder’a göre, Fed’in bu noktada faiz oranlarını düşürme konusunda rahat hissetmesi için fazla yüksek olan kalemlerin hizmet enflasyonunun sadece bir veya iki bileşeni olmaması gerekiyor.
Rieder, yine de, son birkaç çeyrekte sigorta gibi hizmetlerde sözleşme yenilemelerindeki fiyat artışlarından kaynaklanan enflasyonun baz etkisinin gelecek birkaç ay içinde düşmeye başlayabileceğini söylüyor. Rieder, “Biraz zaman alacak” diyor ve faiz oranlarının bu tür enflasyon faktörleri üzerinde en iyi ihtimalle ‘oldukça sessiz’ bir etkiye sahip olabileceğinin altını çiziyor.
Rieder, Kovid-19 salgınından bu yana biriken muazzam miktardaki tasarrufun artık yüksek faiz oranlarıyla gelir elde ettiğini ve gelirin konaklama, restoran ve havayolu gibi hizmet alanlarına harcandığını belirtiyor ve bunun da enflasyona katkıda bulunduğunu ifade ediyor.
Daha uzun süre daha yüksek
Rieder, “Son on yılda alışık olduğumuzdan daha yüksek bir faiz oranı ortamında yaşayacağız” diyor. Rieder’e göre, piyasaya gelen büyük miktarda Hazine arzı faiz oranları üzerinde yukarı yönlü bir baskı oluştururken, yüzde 4’ün üzerindeki ücret artışı enflasyonun ve faiz oranlarının önemli ölçüde daha düşük olmasını oldukça zorlaştırıyor.
Ayrıca Rieder, ABD’de ‘kitlesel göç’ olarak adlandırdığı şeye de dikkat çekiyor ve bunun ekonomide ‘olağanüstü bir dinamik’ yaratmaya yardımcı olduğunu, büyüyen iş gücünün nominal gayri safi yurtiçi hasılayı genişlettiğini söylüyor ve “Bunların hepsi ekonomi açısından olumlu” diyor.
Rieder, ABD ekonomisinin ‘çok iyi işlediğini’ ve ‘birçok kişiye iş imkanı sağladığını’ belirtiyor. Rieder, kişisel tüketim harcamaları fiyat endeksiyle ölçülen yüzde 2,8 seviyesindeki çekirdek enflasyonun, nominal GSYH yüksekse bir kriz yaratmayacağını da ekliyor.
Rieder, “Büyük bir kısmı inovasyon, araştırma ve geliştirmeye bağlı harcamalardan kaynaklanan nominal GSYİH’nın yüzde 4,5 civarında olması, Fed’in ABD ekonomisinin dünyanın kıskandığı bir ortamda faiz politikası belirlemeye çalışmasına neden oluyor” diyor.