Bangladeş’te hükümetin devrilmesiyle başlayan kaos, geçici bir yönetimin kurulmasıyla bir nebze sakinleşmiş olsa da, ülkedeki hazır giyim sektörü ciddi tedarik sorunlarıyla karşı karşıya. Dünya’nın en büyük ikinci hazır giyim ihracatçısı olan Bangladeş’teki bu durum, Levi’s, H&M, Uniqlo ve Zara gibi dev markaları endişelendiriyor. Tedarik zincirindeki aksaklıklar, bu markaları alternatif üretim noktaları aramaya itmiş durumda.
Bu gelişmelerle birlikte, Türk hazır giyimciler de harekete geçti. Türk tekstilciler, Bangladeş’te üretim yaptıran markaların kapısını çalarak üretimin Türkiye’ye kaydırılmasını talep etmeye başladı. Tekstil İhracatçıları ve Çalışanları Derneği (TİHCAD) Başkanı Ergin Aydın, Türkiye’nin bu küresel tedarik sorununu çözebilecek bir potansiyele sahip olduğunu ve bu sayede zor durumda olan 3 bin Türk imalatçısının riskli bölgeden kurtulabileceğini belirtti.
Bangladeş’teki fabrikaların kapanması ve siparişlerin aksaması, bazı büyük markaları alternatif tedarikçilerine yönlendirdi. Üretimin bir kısmı Kamboçya ve Vietnam gibi diğer Güneydoğu Asya ülkelerine kaydırılırken, bazı markalar Türkiye’ye yöneldi. Bu durum, Türk hazır giyim sektörü için bir fırsat olarak görülüyor. Ancak Türkiye’deki yüksek üretim maliyetleri ve daralan talep, sektördeki sıkıntıları artırıyor. Örneğin, enerji ve asgari ücret gibi maliyetler hızla yükseliyor ve bu durum, üreticiler üzerinde baskı oluşturuyor.
Bangladeş’ten Türkiye’ye kayacak üretimin, Türk hazır giyim sektörüne can suyu olabileceği belirtiliyor. Ayrıca, Japon perakende devi Uniqlo’nun da Türkiye’de üretim yapma konusunda nabız yokladığı ifade ediliyor.
Ancak Türk hazır giyim sektörü de son dönemde kan kaybediyor. İhracat rakamları düşüşte ve sektör, bu yılın ilk yedi ayında 10,3 milyar dolar ihracat gerçekleştirdi. Geçtiğimiz yıla göre, Almanya, Fransa, İngiltere ve Rusya gibi ülkelere yapılan ihracatta yüzde 10 ile 25 arasında düşüşler yaşandı.
Sonuç olarak, Bangladeş’teki siyasi ve sosyal karışıklıklar, hem ülkenin hazır giyim sektörünü hem de küresel moda endüstrisini olumsuz etkiliyor. Bu durum, Türkiye gibi ülkeler için yeni fırsatlar yaratırken, aynı zamanda tedarik zincirinde ciddi zorluklar doğuruyor.