Dünya nüfusunun yaşlanma hızının gelecek yıllarda artacağı düşünülüyor.
JPMorgan stratejistleri, dünya nüfusunun yaşlanmasının gelecek yıllarda hızlanmasının beklendiğini ve bunun borsa için kötü sonuçlar doğuracağını söylüyor.
Getirilerde yıllık yüzde 0,92’lik düşüş
Insider’dan Kelly Cloonan’ın haberine göre, stratejistler, tarihsel olarak, yaşlı nüfusun azalan getirilere, daha düşük kazanç büyümesine ve daha zayıf değerlemelere yol açtığını söylüyor. JPMorgan stratejistleri, paylaştıkları raporda, 10 yıllık bir dönemde 65 yaş üstü kişi sayısındaki yüzde 1’lik bir artışın yıllık borsa getirilerinde yüzde 0,92’lik bir düşüşle ilişkili olduğunu hesaplıyor ve esas olarak daha yavaş büyümeye ve düşen değerlemelere işaret ediyor.
Emeklilik için tasarruf etmeyi düşünen yaşlı bir yatırımcının yatırım sermayesi azalıyor ve bu da daha az inovasyona yol açıyor. Stratejistler, bunun ve iş gücündeki daha yavaş büyümenin kazanç büyümesi üzerinde olumsuz bir etkiye sahip olacağını söylüyor.
Stratejistler, “Yurtiçi nüfusun yaşlanması, kazanç büyümesini birkaç nedenden dolayı azaltabilir. Bu daha yavaş iş gücü büyümesine yol açarak yurtiçi ekonomik büyümeyi azaltır. Ayrıca yaşlanmanın inovasyonu ve üretkenlik büyümesini azaltabileceğine dair kanıtlar da bulunmaktadır” diye yazıyor.
Uluslararası şirketler ve küçük ölçekli şirketler
Stratejistler, bunun özellikle uluslararası operasyonlardan gelir elde eden şirketler için geçerli olduğunu söylüyor. Stratejistler, “Gelirlerinin çoğunu yurtdışından elde eden çok uluslu şirketler gibi şirketler için, küresel nüfusun yaşlanması, GSYİH ağırlıklı anlamda, yerel nüfusun yaşlanmasından daha fazla kazanç büyümesine yol açacaktır” deniliyor.
Bu, küçük ve orta ölçekli şirketlerin bulunduğu hisse senedi piyasası endekslerinin, yalnızca büyük ölçekli şirketlerin bulunduğu endekslere kıyasla yerel nüfusun yaşlanmasından daha fazla etki göreceği anlamına geliyor.
Stratejistler, değerlemelerin de darbe alacağını belirtiyor. Yaşlılar emeklilik fonlarını boşalttıkça ulusal tasarruflar azalıyor ve böylece tahvil getirileri yükseliyor. Yaşlı nüfus da piyasadan daha yüksek oranlarda çekiliyor ve hisse senedi fiyatları düşüyor. Stratejistler, bu eğilimlerin ve daha düşük kazanç büyüme beklentilerinin daha düşük değerlemeleri haklı çıkardığını söylüyor.
Parlak nokta
Stratejistler, yine de parlak bir nokta olduğunu belirtiyor. Bu, yaşlı nüfusun daha fazla harcama yapma eğiliminde olduğu sağlık hizmeti. Stratejistler, “Yaşlanma ile sektördeki aşırı getiriler arasında tamamen daha hızlı kazanç büyümesiyle yönlendirilen net bir pozitif ilişki bulduk” diye yazıyor.
Stratejistler, 65 yaş üstü nüfus payındaki yüzde 1’lik bir artışın, 10 yıllık bir dönemde sağlık hizmeti getirilerinde yüzde 0,85’lik bir artışa yol açacağını söylüyor.
Stratejistler ayrıca, nüfus artışındaki yaşlanma eğiliminin ülkeleri eşit şekilde etkilemeyeceğini de belirtiyor. Çin‘de, nüfusun yaşlı payının gelecek 10 yılda yedi 7 puan artacağı tahmin ediliyor. ABD‘de ise bu oranın daha ılımlı bir artışla yüzde 18,1’den yüzde 21,5’e çıkması bekleniyor.
Elde tutma lüksleri yok
Geçmiş raporlar da yaşlanan nüfusun ekonomi üzerindeki etkisi konusunda uyarıyor. Barclays ekonomisti Jonathan Millar, tarihsel olarak büyük bir nesil olan ‘baby boomer’ların gelecek birkaç yıl içinde ABD ekonomisi üzerinde ‘zirve seviyede bir yük’ yaratacağını ifade ediyor.
Bu arada, ABD’de hisse senedi sahibi olan yüzde 55’in üzerindeki yaşlı kesim, piyasa için aşağı yönlü bir risk yaratma potansiyeli de taşıyor çünkü yaşlı yatırımcılar genellikle bir gerileme sırasında hisse senetlerini ellerinde tutma lüksüne sahip olmuyor ve piyasa gerilemeleri sırasında satış yaparak oynaklığı artırabiliyor.