Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Marmara Üniversitesi Recep Tayyip Erdoğan Külliyesi 1. ve 2. Etap Eğitim-Öğretim Binaları Açılış Töreni’nde konuştu.
Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle: “Bugün Marmara Üniversitesi Recep Tayyip Erdoğan Külliyesi’ni açmanın bahtiyarlığını yaşıyorum. 1981’de bu üniversiteden mezun oldum. Marmara Üniversitesi mezunu olmaktan gurur duyuyorum. Siyasi hayatım boyunca şahsıma tevdi edilen fahri doktorluk unvanlarından en anlamlısını da kendi üniversitemden aldım. Mezun olduğum üniversitenin her sorunuyla yakından ilgilendim.
Marmara Denizi’ne hakim 2 buçuk hektarlık külliyenin ilk etabını 2021 yılında tamamladık. 2.etabında da yeni fakülteler ve sosyal tesisler bulunuyor. Sadece bulunduğu bölgeyi değil tüm İstanbul’un çehresini değiştirecek külliyenin öğrencilerimize hayırlı olmasını diliyorum. Marmara Üniversitesi’nin her daim yanında olmaya devam edeceğiz.
Üniversitelerimizin yurt dışına açılmasını çok anlamlı buluyorum. Üniversitemizde 3 bin 500’den fazla uluslararası öğrenci bulunuyor. Türkiye mezunları ülkemizden ayrıldıktan sonra ülkemiz ekonomisine ve turizmine katkı vermeye devam ediyor. Ekonomik olarak da çok büyük bir katkıdan bahsediyoruz. Türkiye’de dünyanın 98 ülkesinden 340 bin öğrenci bulunuyor. Misafir öğrencilerin Türk ekonomisine yıllık katkısı 3 milyar dolar civarında. Bu tablo eleştirilecek değil alkışlanacak bir durumdur.
“NEFRET DALGASI OLUŞTURULMAK İSTENİYOR”
Son yıllarda körüklenen faşizm ülkemizin bu gayretlerine sekte vurmaya başladı. Gönül coğrafyamızdan gelenlere tam anlamıyla bir nefret dalgası oluşturulmak isteniyor. Türkiye’de ırkçılık adı altında çok açık bir Türk düşmanlığı, Müslüman düşmanlığı, topyekûn Türkiye düşmanlığı yapılmaktadır. Irkçılık sosyal medyada da yükseliyor. Oysa biz tarihinde sömürgecilik ayıbı olmayan bir milletiz.
“DARBEYE UYGUN ORTAM HAZIRLAMAK İÇİN GENÇLERİ KULLANDILAR”
Geçmişte Türk ekonomisini çökertmek, siyasete müdahale etmek, darbeye uygun ortam hazırlamak için gençlerimizi kullandılar. Bunun bedelini hepimiz ödedik. 27 Mayıs öncesinde ve 12 Eylül öncesinde gençleri kullandılar. Geçmişte gençlerimizi birbirine kırdıranlar aslında aynı odaklardı. 2002’de göreve geldiğimizde Türkiye’nin bir daha darbe tuzağına düşmemesi için çok dikkatli olduk. Milletin emaneti ve iradesi tehdit altında olduğunda tüm gücümüzle buna karşı çıktık. Sevgimiz hep milletimiz için oldu.
“ÖZÜR DİLEMESİ GEREKENLER SOKAKLARI KARGAŞAYA BOĞANLARDIR”
Gezi olayları ile ilgili tarih ve bağımsız Türk mahkemeleri hükmünü vermiştir. Ağaç bahanesiyle ayaklanmanın Türkiye’ye maliyeti 1,4 milyar dolardır. Ekonomimizde en parlak dönem yaşanırken bu olayların alevlendirilmesi bir komplodur. Bir özür bahsi açıyorlar. Gezi olayları için çıkıp özür dilemesi gerekenler varsa milletin otobüsünü yakıp yıkanlardır.
Gezi olayları ile ilgili çıkıp özür dilemesi gereken biri varsa, asıl özeleştiri yapması gerekenler haftalarca sokakları kargaşaya boğanlardır. Çıkıp özür dilemesi gerekenler AKM duvarını hakaret pankartlarıyla kirletenlerdir. Çıkıp özür dilemesi gerekenler polise ve esnafa saldıranlardır. “