Suriye’de yıllardır devam eden iç savaşın sonucunda Beşar Esad‘ın ülkeden kaçması ile bölgenin yeniden şekillenmeye başlaması bekleniyor.
Yıkılan Baas rejiminin etkisiyle de piyasalarda oldukça olumlu bir hava hakim.
Bölgenin yeniden inşası ve Suriye halkının vatanlarına geri dönüşü için harekete geçtiğine işaret eden uzmanlar göçün boyutunun dikkatli bir biçimde izlenmesi gerektiğini söylüyor.
Ekonomik kazanımlar uzun bir sürece işaret etse de Suriye’nin yeniden imarı konusunda Türkiye’nin önemli görevler üstleneceği belirtiliyor. Suriye ile sınır komşusu olan Türkiye’nin uluslararası deneyime sahip müteahhitleri, bölgeye yakın konumlanmış pek çok çimento ve demir çelik fabrikasının olması gibi faktörler ‘doğal avantaj’ olarak sıralanıyor.
BM raporuna göre Suriye’nin yeniden inşaası için en az 400 milyar dolar gerekiyor. Uzmanlar Türkiye’nin 10 yıllık süreçte ciddi bir pay alabileceğini söylüyor.
Dünya Gazetesi’nden Nurdoğan A. Ergün, Hamide Hangül ve Mehmet Hanifi Gülel ise bu konuya temas etti. Haberde, birçok sektör lideri ve dernek başkanının konuyla ilgili görüşleri yer aldı.
Gelişmeleri izliyoruz
Ülkede, yol, köprü, bina, elektrik şebekesi, su kanalları gibi altyapı projeleri yoğun bir şekilde gündeme geleceği ifade edilirken 1972 yılından bu yana 137 farklı ülkede 522.1 milyar dolarlık projeye imza atan Türk müteahhitlik firmaları açısından ciddi bir potansiyel barındırıyor. Benzer şekilde ulaştırma ve sulama-baraj işleri açısından mühendislik ve mimarlık firmaları için iş fırsatları bulunuyor.
Suriye’de sadece alt yapı ihtiyacı değil, ciddi bir konut açığı da bulunuyor. Suriye’de yaşanan rejim değişikliklerinin Türk müteahhitleri tarafından yakından takip edildiğini söyleyen Anadolu Yakası İnşaat Müteahhitleri Derneği (AYİDER) Başkanı Hakan Şişik, “Ancak yeni kurulacak Suriye yönetiminin ve ülke içi işleyiş ve huzur durumunun ne olacağının belli olmaması bu pazara yönelimin ne zaman ve nasıl olacağını belirleyecek. Sağlıklı bir Suriye Türk müteahhitleri için pozitif bir pazar olabilir ve doğru zeminde başarıları dünyaca kabul edilmiş Türk müteahhitleri bu bölgede hizmet verecek” dedi.
Normalleşme, dış ticarette 5 milyar doları harekete geçirecek
Yaşanan son gelişmeler, ticaret anlaşmaları ve karşılıklı vizenin kaldırılmasıyla Türk firmaları için cazip bir pazar haline gelen ancak iç savaş nedeniyle sekteye uğrayan Suriye ticareti için de ılımlı bir hava oluşturdu. Ülkedeki normalleşmeyle birlikte ticari ilişkilerde de bir canlanma beklenirken, dış ticaret hacminin 2011 öncesi rakamlara dönebileceği, hatta 2012 hedefi olan 5 milyar dolara doğru hızlı yol alabileceği düşünülüyor.
2023 yılında Türkiye’nin ihracatı 2 milyar doları aşarken bunun 432 milyon dolarını bakliyat, hububat, yağlı tohumlar gibi gıda ürünleri oluşturdu. 2023’te bölgeden ithalat ise 363 milyon dolar olarak kayıtlara geçti. 2024’ün ilk 5 ayına geldiğimizde dış ticaret verilerinde küçük çaplı kıpırdanmalar yaşandığı görülüyor. Ocak-mayıs döneminde Türkiye’nin Suriye ihracatı 869 milyon dolar olarak gerçekleşti. Geçen yılın aynı döneminde rakam 836.5 milyon Dolar olmuştu.
Ticarette fırsat istihdamda işgücü kaybı getirecek
Suriye’deki yeniden yapılanmanın Türkiye iç piyasasındaki en büyük etkisinin iş gücü tarafında olması bekleniyor. Ara ve vasıfsız eleman olarak çalışan Suriyeliler’in geri dönmesiyle birlikte özellikle emek yoğun sektörlerde eleman sıkıntısının artacağı düşünülüyor. Çoğu işveren, Suriyeliler’in ülkelerine dönmesinin maliyetleri artıracağını da dile getirirken 35 bin TL’ye bile çalışacak işçi bulunmayacağını belirtiyor. Son 10 yılda Türkiye’de çalışma izni alan Suriyeli sayısı 118’den 108 bine yükseldi.
Suriyeliler’in en fazla istihdam edildiği alanlardan biri de tarım sektörü. Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, mevcut işçi zor bulduklarını, ülkemizle uyumlu vasıflı Türk cumhuriyetlerinden işçi veyahut Afrika’dan işçi gelmesi gerektiğini belirtti. Aksi takdirde tarımın sekteye uğrayacağını ifade eden Doğan, “2025 sezonu için karpuz, kavun, domates ve biber ekimi başlayacak. Ekimleri için acilen tedbirler alınmalı. Onların gitmesi tarım sektörünü sekteye uğratır” dedi.
Mobilyada yeniden geleneksel pazar olacak beyaz eşyada da yeni fırsatlar doğacak
Suriye ynı zamanda Türk mobilya ve ev tekstili ürünleri için geliştirilecek pazar olarak öne çıkarıyor. Suriye’nin yeniden inşa sürecinin, birçok sektörde olduğu gibi mobilya sektöründe de büyük bir potansiyel yaratacağını söyleyen MODOKO Başkanı Koray Çalışkan, bu süreçte, sektördeki paydaşların Suriye’ye olan ilgisi ve işbirliklerinin artacağına dikkat çekti. Çalışkan, “Bizim de bu gelişmeye kayıtsız kalmayıp, bu fırsatları değerlendirmek adına stratejik adımlar atmamız önemli. Suriye geleneksel pazarlarımız açısından önemliydi. Suriye’deki durumdan ötürü biz de rotamızı Uzakdoğu gibi başka ülkelere çevirmiştik. Özellikle daha el sanatı yüksek mobilya açısından ihracat yoğun olacak” yorumunu yaptı.
Bölgede yeniden kurulumun başlamasıyla dayanıklı beyaz eşya gibi tüketim ürünlerinde de talebin artması bekleniyor. Her ne kadar yapılanma için zaman gerekse de beyaz eşya sektörü açısından önümüzdeki yıllarda bir hareketlenme olasılığı yüksek.
Seramikte yeni pencereler açılacak
Suriye’deki normalleşme ile birlikte birçok sektör için olumlu sonuçlar doğacağını söyleyen Türkiye Seramik Federasyonu Başkanı Erdem Çenesiz, “Tabi ki her şeyden önce insani açıdan komşumuz Suriye’de sorunların çözülmesini ve barış ortamının sağlanmasını çok arzu ediyoruz. Şüphesiz Suriye’deki normalleşme Türk seramik sektörü için olumlu sonuçlar doğuracak. Komşumuzdaki her türlü olumlu gelişme güçlü üretim tesislerine sahip ülkemize bir fırsat penceresi açıyor. Seramik sektörü açısından da durum aynı” dedi.
Borsa rüzgarı arkasına aldı
‘Beklentiyi al, gerçekleşmeyi sat’ mottosuyla hareket eden Borsa İstanbul’da demir çelik, enerji, inşaat, vinç ve çimento hisseleri günü yükseliş kapattı. İyimser beklentiler ve bölgede savaş tahribatını gidermek için yeniden yapılandırmada Türk şirketlerinin öne çıkması, Borsa İstanbul’da hisse senetleri piyasasını hareketlendirirken endeks günü yüzde 1,75 puan yükselişle 10,257 puandan tamamladı. Gelişmeler sadece Borsa İstanbul’da değil diğer Orta Doğu borsalarında da endekslerin yükselmesine para birimlerinin değer kazanmasına neden oldu.