ABD Başkanı Joe Biden, Arizona’nın Phoenix kentinde bulunan tarihi Gila Crossing okulunu ziyaret ederek, ABD’nin yerli çocukları asimile etme politikaları nedeniyle özür diledi. Biden, “Yaptıklarımız için ABD Başkanı olarak resmen özür diliyorum. Bunun çoktan zamanı gelmişti.” diyerek, ABD tarihinde ilk kez bir başkan olarak Amerikan yerlilerinin yatılı okullarda maruz kaldıkları kötü muamele için özür beyanında bulundu.
Biden’a, dedesi ve büyük dedesi de aynı okullarda eğitim görmek zorunda bırakılan ve kendisi New Mexico’daki Pueblo of Laguna kabilesinin üyesi olan ABD İçişleri Bakanı Deb Haaland eşlik etti. Haaland, yapılan özrün yerli topluluklar için çok kıymetli olduğunu ve Amerikan hükümetinin bu konuda büyük bir başarısızlık yaşadığını belirterek, “Federal hükümetimiz dilimizi, geleneklerimizi ve yaşam tarzlarımızı bozma konusunda başarısız oldu, bizi yok etme konusunda başarısız oldu çünkü biz sebat edip direndik,” dedi.
Tarihi okulda düzenlenen törene Tulalip Kabilesi üyesi ve Ulusal Amerikan Yerlileri Yatılı Okul İyileştirme Koalisyonu Başkanı Deborah Parker ve çok sayıda Amerikalı yerli topluluğun üyeleri de katıldı. Parker, bu okulların Amerikan yerli çocuklarını ailelerinden ayırarak dil ve kültür kaybına yol açan asimilasyon araçları olduğunu ve kültürel soykırımın bir parçası olarak kullanıldığını ifade etti.
ABD İçişleri Bakanlığı tarafından kısa süre önce yayımlanan bir raporda, bu okullarda en az 973 çocuğun kötü muamele ve koşullar nedeniyle yaşamını yitirdiği ortaya kondu. Raporda, pek çok çocuğun fiziksel, cinsel ve duygusal şiddete maruz kaldığı ve ülke genelinde hayatını kaybeden çocukların gömüldüğü 74 toplu mezarın olduğu belirtildi. 1819’da çıkarılan “Kızılderili Medeniyeti Yasası” ile ABD genelinde yerli yatılı okulları kurma ve destekleme yasaları yürürlüğe girmiş ve 1996 yılına kadar yerli çocuklar bu okullara gitmeye zorlanmıştı.
Bu dönemde ABD ve Kanada’da Amerika kıtasının yerli halklarının çocukları asimile edilmek amacıyla devlet destekli Hristiyan okullarına yerleştirilmiş, bu okullarda çocuklar zorla Hristiyanlığa geçirilmiş, ana dillerini konuşmaları yasaklanmış ve kendi kültürel kimliklerinden koparılmıştı. Biden’ın özrü, bu karanlık dönemde yaşananların tanınması yönünde atılan önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.