Küresel yatırımcılar, her yıl genellikle sakin geçen yaz aylarının aksine, bu yıl ağustos ayında finansal piyasalarda büyük dalgalanmalar yaşadı. 1990’da Irak’ın Kuveyt’i işgal etmesi, 1991’de Sovyet lider Mihail Gorbaçov’a karşı gerçekleştirilen darbe girişimi ve 2011’de ABD’nin kredi notunun düşürülmesi gibi tarihi olaylar da yine ağustos ayında meydana gelmişti. Bu yıl da piyasalarda yaşanan dalgalanmalar, yatırımcılar için dikkat çekici dersler sundu.
Borsalarda ağustos ayının ilk günlerinde yaşanan sert düşüşler, piyasalara dair karamsar beklentileri yeniden gündeme getirdi. Özellikle, S&P 500 Endeksi’nin geçen hafta %3 düşüşle son iki yılın en sert kaybını yaşaması, yatırımcıları endişelendirdi. Ancak hafta boyunca toparlanma belirtileri gösteren piyasalar, haftayı neredeyse başladığı seviyede kapattı.
Piyasalar Yaza Fırtınalı Girdi
MarketWatch’un haberine göre, yapay zeka hisseleri ve ekonomik görünüm gibi konular yatırımcıların radarında kalmaya devam ederken, bazı yatırımcılar son düşüşleri, gecikmiş bir düzeltme olarak memnuniyetle karşıladı. BMO Aile Yatırım Ofisi Baş Yatırım Sorumlusu Carol Schleif, “Geri çekilmenin sadece birkaç gün sürmesine rağmen oldukça yapıcı bir sıfırlama olduğunu düşünüyorum” dedi. Schleif, uzun süreli sakinlik dönemlerinin ardından yaşanan geri çekilmelerin, gerçekte olduğundan daha çalkantılı algılanabileceğini belirtti.
Volatilite Endeksi Tavan Yaptı
Wall Street’in korku endeksi olarak bilinen Cboe Volatilite Endeksi (VIX), geçtiğimiz hafta perşembe gününden pazartesi gününe kadar üç katına çıkarak 38,6 seviyesine ulaştı. Pazartesi günü gün içi en yüksek seviyesi olan 65’e kadar çıkan endeks, yatırımcıların tedirginliğini açıkça ortaya koydu. Aynı gün Japonya’nın Nikkei 225 Endeksi %12’den fazla düşüşle 1987’den bu yana en büyük çöküşünü yaşadı.
ABD’deki Veriler Piyasalarda Çalkantıya Yol Açtı
1 Ağustos’ta açıklanan ABD imalat sektörü verilerinin zayıf gelmesi, piyasalarda satış baskısını artırırken, 2 Ağustos’ta açıklanan istihdam raporunun da beklentilerin altında kalması, resesyon endişelerini derinleştirdi. ABD Merkez Bankası’nın (FED) temmuz ayında faiz oranlarını sabit tutma kararı ise bir politika hatası olarak değerlendirilirken, yatırımcılar bu durumun acil bir faiz indirimine yol açabileceğini düşünmeye başladı.
Japonya Merkez Bankası’nın Adımları ve Piyasa Tepkileri
31 Temmuz’da Japonya Merkez Bankası’nın (BoJ) faiz artırımı açıklaması, zayıflayan Japon Yeni’nin aniden dolar karşısında güçlenmesine neden oldu. Bu durum, carry trade işlemleri yapan yatırımcıları zor durumda bırakarak, borsalardaki satışları daha da hızlandırdı. Ancak BoJ’un salı günü geri adım atarak faiz oranlarını artırmayacağını açıklaması, küresel piyasaların bir nebze sakinleşmesine olanak tanıdı.
Sakin Kalan Kazanır
Raymond James’in Baş Yatırım Sorumlusu Larry Adam, geçen haftaki dalgalanmaların yatırımcılara panik yapmamaları gerektiğini hatırlattığını belirtti. Adam, panikle yapılan piyasa hamlelerinin uzun vadeli performansa zarar verebileceğini, çünkü piyasaların en güçlü yükselişlerinin genellikle en zayıf günlerin ardından geldiğini vurguladı. BMO’dan Schleif ise, geçen hafta yaşananların sağlam bir portföy oluşturmanın ne kadar önemli olduğunu gösterdiğini söyledi.
Sonuç olarak, geçtiğimiz hafta yaşanan dalgalanmalar, yatırımcılar için önemli dersler sundu. Yatırım uzmanları, orta ve uzun vadeli planlara bağlı kalınması gerektiğini vurgularken, portföylerin çeşitlendirilmesinin ve tahvillerin koruyucu rolünün bir kez daha önem kazandığını belirtiyor.