Son günlerde, forward sözleşmeleri çerçevesinde şirketlere yönelik Katma Değer Vergisi (KDV) tartışmaları gündemde. Vergi Denetim Kurulu, bankalarla yapılan bu sözleşmelerden doğan kazançlar üzerinden KDV ödenmesi gerektiğini belirterek, şirketlere “izaha davet” yazıları gönderiyor. Ancak bu kararın arkasındaki gerekçeler ve şirketlerin bu iddiaya olan itirazları dikkat çekiyor.
Forward Sözleşmeleri Nedir ve Nasıl Çalışır?
Forward sözleşmeleri, şirketlerin döviz gibi finansal varlıkları belirlenen bir fiyat üzerinden gelecekte almasını veya satmasını sağlayan anlaşmalardır. Türkiye’de çoğunlukla döviz bazlı yapılan bu sözleşmeler, reel sektör firmalarına kur dalgalanmalarına karşı korunma sağlama imkânı tanır. Vade sonunda sözleşmeler fiziki teslim veya nakdi uzlaşı şeklinde tamamlanabilir. Dolayısıyla, işlemin sonucunda bazen banka, bazen de şirket tarafı kazançlı çıkabilir.
Vergi denetim müfettişleri ise nakdi uzlaşmalı forward işlemlerinden doğan kazançlar üzerinden KDV hesaplanması gerektiğini öne sürüyor. Ancak uzmanlara göre, döviz teslimi ile nakdi uzlaşma arasında vergi açısından fark olmaması gerektiği belirtiliyor; zira asıl işlem döviz teslimi olup, KDV’den istisna kabul ediliyor.
Forward Sözleşmelerinde KDV Tartışması
Vergi Denetim Kurulu’nun argümanına göre, banka müşterileri bankalara bir tür hizmet sunmuş sayılıyor ve bu hizmet KDV’ye tabi tutuluyor. Ancak bu yaklaşımı eleştiren uzmanlar, forward gibi türev ürünleri reel sektör firmalarına sunanın bankalar olduğunu belirtiyor. Bankalar bu sözleşmelerle müşterilerine döviz risklerine karşı koruma sağlarken, banka müşterisinin kazanç elde etmesi durumunda, “müşterinin bankaya hizmet sunduğu” iddiası çelişkili bulunuyor. Kısacası, dövizin asıl unsur olarak kabul edilmesi gereken bu işlemde, sözleşme nakit olarak sonlanmış olsa dahi KDV’nin söz konusu olmaması gerektiği savunuluyor.
Vergi Mevzuatı ve KDV Kapsamındaki Belirsizlikler
KDV yasaları uyarınca, döviz teslimi ve onunla ilişkili işlemler KDV’den istisna kabul ediliyor. Burada, forward sözleşmesinin nakdi uzlaşma ile sonuçlanması da bu kapsama giriyor. Forward sözleşmesinde ana amaç, kur dalgalanmalarına karşı korunma sağlamak olduğundan, bunun sonucunda nakdi bir kazanç elde edilmesi halinde de aynı istisna devam etmelidir. Uzmanlara göre, işlemin döviz teslimi yerine nakit ile sonuçlanması, işlemin asıl niteliğini değiştirmiyor.
Sonuç: Reel Sektör İçin Riskler
Bu tartışmalı KDV uygulamasının reel sektörde güvenin azalmasına, şirketlerin finansal planlarını yaparken risk almaktan çekinmelerine ve finansal piyasalarda belirsizliğe yol açabileceği ifade ediliyor. Uzmanlar, böylesine teknik ve tartışmalı bir alana vergi denetimi getirmektense, vergi kayıp ve kaçaklarının yoğun olduğu Kurumlar ve Gelir Vergisi gibi alanlara odaklanmanın daha verimli olacağı görüşünde.