Dünyanın en büyük ikinci ekonomisinde borsa kayıpları rekor seviyelere ulaştı. Yatırımcılarsa yetkililerden gelen açıklamalara rağmen tabloyu hiç parlak görmüyor.
Çinli yetkililerin geçen hafta açıkladıkları “güçlü” önlem vaatleri, ülke ekonomisinden neredeyse 2 trilyon dolarlık değeri silen bir borsa satışını durdurmak için şimdiye kadarki en sesli girişimlerden biriydi. Hong Kong’daki bir Goldman Sachs konferansına katılan birçok yatırımcı için bu vaatler için çok geç kalınmıştı.
Financial Times’ın haberine göre çarşamba günü ABD bankası tarafından düzenlenen Çin hisse senetleri konulu bir oturuma katılan yatırımcıların yüzde 40’ından fazlası, ülkenin “yatırım yapılamaz” olduğuna inandıklarını söyledi. Bu açıklama Çin’in başbakan yardımcısının açıkça “piyasaları istikrara kavuşturmak ve güveni artırmak için daha güçlü ve etkili önlemler” alınacağı söylemesinden sadece bir gün sonraydı.
Goldman Sachs’ın Asya-Pasifik Baş Hisse Senedi Stratejisti Timothy Moe, “Hong Kong’da bu kadar çok insanın Çin hisse senetlerine hayır oyu vermesi, tipik olarak bulduğunuz yapıcı ev sahibi zemini çizgisine göre oldukça yüksek” dedi ve anket sonuçlarının Çin borsasının karşı karşıya olduğu zorlukların “simgesi” olduğunu da sözlerine ekledi.
FT haberine göre yatırımcılar, varlık yöneticileri ve hedge fonların Çin piyasalarında on yıl boyunca devam eden istikrarlı yabancı yatırımcı girişlerinin ardından küresel yatırım güveninin son üç yıldır ezici kayıplarla sarsıldığını ve yalnızca hızlı bir şekilde son bulan rallilerle rahatlayabildiğini söylüyor.
Küresel yatırımcılar arasında Çin hisse senetlerine yönelik bu isteksizlik son 12 ayda daha da belirgin hale geldi. Ülkedeki zayıf ekonomik büyüme, çözülememiş bir emlak sektörü krizi, piyasalara yönelik ezici hükümet desteği ve Pekin ile Washington arasındaki yıpranan diplomatik ilişkiler bu krizin en önemli nedenleri olarak gösteriliyor.
Sonuç olarak, MSCI Çin Endeksi, 2021’in başlarındaki zirvesinden yüzde 60’tan fazla düştü ve bu dönemde piyasa değerinde 1,9 trilyon dolardan fazla kayıp verdi.
Goldman’dan Moe, “Konuştuğumuz küresel yatırımcılar büyük ölçüde Çin’den çıkıyor. Bu yatırımcıların varlıkları endeksin %3’ü kadar ve zamanla bu oran %10’unu bulabilir. Yatırımcılar eğer bir ralli olursa daha sonra geri dönebileceklerini belirtiyor” dedi.
Aynı yatırımcılar henüz birkaç yıl önce ülkenin hızlı ekonomik büyümesi, hızla genişleyen e-ticaret platformları ve hızla artan iç tüketimi kaçıracakları nedeniyle Çin piyasalarına hızla girme telaşındaydı.
Çin Devlet Başkanı Şi Jinping’in istikrar ve ulusal güvenliğe odaklanması bir zamanların gelişen teknoloji şirketlerini sindirdi ve ABD ile finansal açıdan ayrışmayı hızlandıran bir statükoyu tanımladı. Bu arada gayrimenkule bağımlı büyümeden uzaklaşma çabalarında ekonomiye verilen ağırlık borsada işlem gören şirketlerin hisse senetlerini aşağı çekti.
Bununla birlikte borsalardaki son çöküş bazı hisse senetlerinin değerini Wall Street bankalarının yatırımcıları yeniden devreye girmeye çağırmalarına neden olacak kadar ucuz hale getirdi. . JPMorgan, bu yıl şimdiye kadar yaklaşık yüzde 10 düşen MSCI Çin Endeksi’nin yılı 66 yükselişle tamamlayacağını tahmin ediyor. Söz konusu tahmin, gösterge endeksinin cuma günkü kapanış seviyesinden yüzde 30’dan fazla yükseleceği anlamını taşıyor.
Ancak, Hong Kong’un hisse senedi bağlantı programı aracılığıyla Çin hisse senetleri ticareti yapan offshore yatırımcılar, geçen ay 11,8 milyar rublelik net satışlar gerçekleştirdi. Bu da yabancı yatırımcıların Şanghay ve Shenzhen’de listelenen Hisse senetlerini terk etmeye devam ettiğini gösteriyor. Yabancı yatırımcılar programın başladığı 2014’ten bu yana yılın açılış ayında ilk kez Çin hisse senetlerinin net satıcısı pozisyonundaydı.
Küresel varlık yöneticileri, Çin anakarasındaki piyasalarında ucuz hisse avına başlamak için düşük hisse değerlerinden daha fazlasının gerekeceğini belirtiyor.
İngiltere merkezli büyük bir varlık yöneticisinin Asya Pasifik başkanı, “Uzun zamandır yabancı yatırımcılar konusunda bir kıtlık var ve hiçbir şey değişmedi. Çin oldukça ucuz. Ancak beraberinde gelen birçok yan etkisi de mevcut” ifadelerine yer verdi.
Bununla birlikte, Hong Kong’daki yatırımcılar, küçük bir yatırımcı grubunun Çin hisselerine ilgi göstermeye başladığını söyledi ve herhangi bir toparlanma rallisine katılmaya istekli hedge fonlarının son haftalarda opsiyon sözleşmeleri yoluyla dolaylı risk pozisyonları oluşturduğunu da sözlerine ekledi.
Çin borsaları dev satış dalgasına rağmen hâlâ MSCI Gelişmekte Olan Piyasalar Endeksi’nin yaklaşık dörtte birini oluşturuyor. Bu da endeksi kullanan yatırımcıların Çin’i görmezden gelmesini zorlaştırıyor. Yine de Çin’in bu ağırlığını dışarıda tutan bazı yatırımcılar hisse senetleri fiyatlarını hesaba katmaya başladı.
FT haberinde bir gelişen piyasalar portföy yöneticisi, “Çin ucuz mu, Çin sevilmiyor mu? Cevap evet” diyor. Ancak borsa uzmanı Çin’e yönelik riskleri ortadan kaldıran bir stratejide Çin hisse senetlerine ayrı bir yatırım yapılabileceğini söyledi. Zira Çin hisseleri şu anda diğer gelişen piyasalara veya ABD’ye göre önemli ölçüde ucuza işlem görüyor.
Ancak birçok yatırımcı Tayvan Boğazı’nda bir ABD-Çin çatışması çıkması potansiyelinden endişeli. Ayrıca Donald Trump’ın bir yıl içerisinde ABD Başkanı olabileceği ihtimali Washington’ın Çin’e karşı daha agresif bir dış politika yürütmesine sebep olabilir.
Söz konusu riskler Çin borsalarında olası bir rallinin hızlı bir şekilde rayından çıkabileceği anlamını taşıyor.
Colorado merkezli bir hedge fonu Upslope Capital’in yöneticisi George Livadas, birçok meslektaşının mevcut fiyatlar göz önüne alındığında Çin hisse senetlerini dipten satın almayı umduğunu, ancak son yıllarda ABD-Çin ilişkilerinin ne kadar değiştiğini anlayamadıklarını savundu.
Lavidas, “İnsanlar bariz bir ters rüzgar olduğunu düşündüğüm asıl konu dışında her şeyi konuşacak. Bu sadece iki süper güç arasındaki küçük bir anlaşmazlık değil. Bu potansiyel olarak ciddi bir risktir” dedi.