Kasım ayındaki ABD seçimlerinde Donald Trump’ın ipi göğüslemesinin ardından dolara ilişkin kısa ve uzun vadeli bir piyasa anlatısı oluştu. Kaliforniya Üniversitesi Ekonomi Profesörü Barry Eichengreen’in Financial Times’taki yazısına göre hem ABD içerisindeki hem de dünya çapındaki gelişmeler doların kısa vadede yükseleceğine dair bir algıyı destekledi.
Döviz tüccarları Trump’ın Beyaz Saraya’a dönüşüyle birlikte gelecek gümrük vergilerine odaklanmış durumda. Zira Trump sosyal medya uygulaması Truth Social’daki açıklamasında Kanada ve Meksika’dan yapılan ithalata %25, Çin’e ise %10 ek gümrük vergisi koymanın ilk işi olduğunu söyledi.
Eichengreen’e göre bu yeni vergilerin ardından Amerikalı tüketiciler harcamalarını daha pahalı hale gelecek yabancı mallardan uzaklaştıracak. Ünlü ekonomiste göre ABD’deki rekor düzeydeki düşük işsizlik ve ABD imalat sanayiinin genişleme kapasitesinin sınırlı olması önemli değişimleri de beraberinde getirebilir. Yani, doların değer kazanması gerekecek ki bu harcamaların bir kısmı, arzı daha dayanıklı olan ithalat mallarına yönelsin.
Ayrıca, Kongre’deki Cumhuriyetçilerin hedeflediği gibi, Trump’ın ilk döneminde uygulamaya konulan vergi indirimlerini uzatmak ve buna ek olarak yardımlar, sosyal güvenlik ödemeleri ve belki daha fazlasını kapsayan yeni vergi indirimleri eklemek, ABD’deki hükümet harcamalarını daha da artıracak. Eichengreen Amerikan hane halklarının ağırlıklı olarak yerli üretilen ürünleri tüketmesi göz önüne alındığında, bu durumun ABD ürünlerine yönelik ortaya çıkan aşırı talebi daha da kötüleştireceğine dikkat çekiyor.
Bu harcamaların bir kısmının yabancı malların tedariğine kaydırılması için doların daha fazla değerlenmesi gerekecek.
Eichengreen, “ABD Hazine Bakanı adayı Scott Bessent dengeli bütçe yanlısı bir isim olabilir ve onun yetenekli maliyet düşürme ekibi (Elon Musk ve Vivek Ramaswamy) büyük hedeflere sahip. Ancak, son on yıllar bize bir şey öğrettiyse, o da vergileri düşürmenin harcamaları kısmaktan daha kolay olduğudur. Doların davranışı, yatırımcıların bütçe açığının genişlemesini beklediğine dair net bir sinyal veriyor” uyarısında bulundu.
Öte yandan ünlü ekonomiste göre ABD Merkez Bankası ise doların yükselişini sınırlamak için hiçbir şey yapmayacak. Aksine, destekleyici bir tutum sergileyecek. ABD’nin ithalat fiyatlarını artıran tarifelerin enflasyonist bir etki yaratacağı öngörülüyor. Tarifelerdeki bir kerelik artış fiyatlarda da bir defaya mahsus yükselişe yol açacak. Ancak ünlü ekonomiste göre FED yönetimi hane halklarının bir kerelik fiyat artışlarından en az sürekli enflasyon kadar hoşlanmadığını 2021-2022 pandemi sürecinde zor yoldan öğrendi.
Ekonomi profesörü enflasyonun artmasıyla birlikte FED’in güçlü bir tepki vereceğini öngörüyor. Bu durum muhtemelen Trump yönetimi ile FED arasındaki gerilimi artırabilir. Ancak Eichengreen’e göre FED Başkanı Jay Powell ve arkadaşları kolay pes etmeyecek.
Eichengreen bu süreçte diğer büyük ekonomilerin konumuna da dikkat çekti. Ünlü ekonomist, “Avrupa Merkez Bankası (ECB) ve Çin Merkez Bankası (PBoC) ise kendi para birimlerinin değer kaybetmesinden oldukça memnun olacaklardır. Avrupa ekonomisi ciddi bir darboğazda ve Avrupa, ekonomiyi mali destekle canlandıracak siyasi iradeden yoksun. ECB, yine her zamanki gibi, devreye giren tek oyuncu konumunda. Euronun dolar karşısında pariteye ulaşması artık açık bir ihtimal.
Bu arada Şi Jinpin’in Çin hükümetinin yereldeki iyi durumu büyüme hedeflerini tutturmalarına veya en azından hedeflere yakın mesafelere gelebilme yeteneklerine dayanıyor. Trump’ın sadece ABD-Çin ticaretini değil, aynı zamanda Malezya ve Vietnam gibi ülkeler üzerinden bir araya getirilen ve yönlendirilen Çin ürünlerini de kısıtlamasıyla, Çin’in büyümesine vurulacak darbe önemli olacaktır” açıklamasında bulundu.
Orta vadede işler karışıyor
Eichengreen’e göre orta vadede dolar kısa vadede elde ettiği getirilerin bir kısmını geri verecek. Bu daha sonraki süreçte daha da fazla artacak. Ünlü ekonomist Trump düzenlemeleriyle ABD ekonomisinin adeta kendi ayağına sıktığını belirtiyor:
“Tarifeler ve vergi politikası bir yana, doların gücü, sürekli olarak Avrupa’dan ve dünyanın diğer bölgelerinden daha iyi performans gösteren ABD ekonomisinin gücüne dayanıyordu. ABD imalatına negatif bir arz şoku yaşatacak olan ithal girdilere yönelik tarifeler bu güçle bağdaşmıyor.”
“Ayrıca, Fed’in enflasyonu düşürmek için benimsediği daha yüksek faiz oranları yatırım dostu olmayacaktır. Çip Yasası, Enflasyon Azaltma Yasası ve diğer Biden dönemi girişimlerinin yatırım sübvansiyonlarını ve vergi kredilerini de ortadan kaldırmayacak. Bunların hiçbiri büyüme için iyi olmayacak.
Her şeyden önce, ekonomi politikasındaki belirsizliğin yatırım üzerinde güçlü bir olumsuz etki yarattığını hepimiz biliyoruz. Ve Trump bir belirsizlik makinesidir.”
Eichengreen bir noktadan sonra döviz tüccarlarının gerçeği kabul edeceğini öngörüyor. Bu da dolara ilişkin kısa ve uzun vadeli beklentilerin birbiriyle çelişeceğini gösteriyor. Ünlü ekonomist doların dönüm noktasının belirlemenin başarılı yatırımın anahtarı olacağını söyledi. Ancak Eichengreen’e göre bu tarih için net bir rehberlik sunabilmek pek mümkün görünmüyor.