Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda konuştu.
Cumhurbaşkanı konuşmasında şunları kaydetti;
“Aziz milletim, vekil arkadaşlarım, kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum. Kalbi bizimle atan tüm dava arkadaşlarıma selamlarımı, sevgilerimi gönderiyorum.
Toplantımıza katılan misafirlerimize hoş geldiniz diyorum. Yüce Allah dava arkadaşlığımızı daim eylesin
Dünya yeni ve köklü değişimin eşiğinde olmanın sancılarını yaşıyor. Bölgemiz savaşların, zulümlerin girdabında yanıyor. Böyle bir iklimde cumhur ittifakı olarak tarihi sorumlulukla karşı karşıyayız. İstikrar ve ekonomimizi korumanın mücadelesini veriyoruz. Bu tablo AK Parti ile cumhur ittifakı ile sınırlandırılamayacak kadar önemli. Kendini bu millete mesul edenlerin katı vermesi, yıkıcı muhalefetten kaçınması gerekir. Söz konusu millet ve devlet ise gerisi teferruattır. Dünyada ortak duruş sergilendiğini görüyoruz. Biz de siyasi hayatımızda bunu savunduk. Ayrıştıran değil birleştiren olduk.
Sadece bölgemizde değil tüm dünyada barışın, huzurun hakim olması için gece gündüz koşturuyoruz. Türkiye küresel siyasette kutup başı olma rolünü günden güne güçlendirmektedir. Rusya Ukrayna arasındaki çatışma ve 14. ayına ulaşan Gazze soykırımı olmak üzere tüm krizlerin çözümü için yoğun çaba içindeyiz. İsrail Lübnan ateşkesinden memnuniyet duyuyoruz. Gazze’de kalıcı ateşkes için Türkiye olarak her türlü katkıya hazırız.
Değerli vekil arkadaşlarım biz bütün bu diplomatik hamleleri siyasi kimliğimizle değil bu milletin ferdi olarak gerçekleştiriyoruz. Mensubu olmaktan şeref duyduğumuz milletimize hizmet etme derdindeyiz. Devletimizi her alanda bayındır kılmanın, güçlü ülke haline getirme peşindeyiz.
Türkiye Yüzyılı’nı inşa etmenin haklı gururu, gayreti içindeyiz. Söz verdik, sarsılmaz inançla hedefimize kilitlendik. Türkiye Yüzyılı hedefimize Allah’ın izni ile mutlaka kavuşacağız. Ülkemizde maalesef kendisi tuğla üstüne tuğla koymadığı gibi yapan işleri engelleyen muhalefet anlayışı mevcut. Yaptığımız her hizmeti ülkemizin hanesine kazandırdığımız her kazanımı bu zihniyete rağmen kazandık.
Millete mahcup olmamak için düş ile çalıştık. Önümüze çıkan engellerin üstüne üstüne yürüdük. Çıkarcılara rağmen Türkiye’ye en başarılı yılları yaşattık. Bugün de bu hastalıklı yapının yeni hezeyanları ile uğraşıyoruz. Bunlara hak ettikleri cevabı vermeyince densizlik çıtasını artırıyorlar. CHP’nin eski genel başkanının mahkeme salonunda freni boşalmış kamyon gibi savurduğu zırvalar hakaretler bunun en son örneğidir.
Karşımıza çıktığı tüm seçimleri kaybeden bu zat şaibeli kurultayla devrilen bir siyasetçi eskisi. Yenilen pehlivan güreşe doymazmış. Karanlık ittifaklar peşinde koşarken gündeme gelme yolunu bize sataşma yolunda görüyor. Bunu da FETÖ’nün eline tutuşturduğu malzemeler ile yapmaya kalkıyor. 17-25 Aralık’ta Milli iradeyi savunurken koşa koşa nasıl FETÖ’cülere desteğe gittiğini hatırlıyoruz. Montaj olduğunu ikrar ettiği kastlere partisinin kürsüsünü açtığını unutmadık. darbecileri bozguna uğratınca zoraki olarak İstanbul’daki mitinge gelip sonra fabrika ayarlarına dönüp FETÖ’nün borozanını çaldı. ABD’de hamburgercide ne yaptığını o gün bugündür açıklayamadı. Tüm Türkiye’ye reklamını yaptığı arkadaşı vardı, o da buna bay bay dedi. Türkiye’ye getirmekten bahsettiği paraları İstanbul’da bir ofiste deste deste kule yapılırken gördük. Bu zatın Türkiye’yi yönetmeye talip olduğu arkadaşlarının ithamları karaktersizliktir. Yedikleri tokatların hıncı bu zatın gözünü kör etmiştir. Siyasi rekabet başka siyasette kan davası gütmek başkadır. Kasetle koltuğa geldiğinden beri siyasetin etiğini bir türlü kavrayamadı. Bugün bakınca seçimlerde ülkemizin nasıl bir varta atlattığını görüyoruz. İnsanımız başına geleceklerini görerek bu zata ve altılı masa denen derme çatma yapıa ülkesinin ve evlatlarının geleceğini emanet etmedi. Bunun için milletimize ne kadar teşekkür etsek az. Şimdi de partisinin attığı çukurdan kurtulmak için bize sataşıyor. Sana bu kapıdan ekmek yok. Git yaptığın densizliklerin hesabını yargıya ver. Muhatabın biz değil yargı.
Yeni genel başkanlarının eskisinden geri kalırı yok. Anaokulu hizmetinin işlettikleri kreşlerde verilemeyeceğini hatırlatan yazı gönderiyor. Bu ikazın gerisinde CHP’nin anayasa mahkemesine götürdüğü düzenleme bulunuyor. Öğrenci bursları gibi kendisinin müsebbibi olduğu konuda istismar siyasetine sarılıyor. Cehalet ile ukalalık bir araya gelince çekilmez hal alıyor. CHP ve kimi başkanların sergilediği tablo tam olarak budur. Anaokulu kreş ayrımını bile bilmiyorlar. Bakanlıktan gelen yazıyı okumamışlar ama engelleniyoruz naraları atmada pek mahirler. Okusalar da yalan alışkanlığından kurtulamıyorlar. Türkiye bir kanun nizam devletidir. Kreş anaokulu açma şartları bellidir. Kimse ben kuralları takmıyorum diyemez. Siyasi fırsatçılık adına çocukların arkasına saklanacak kadar korkak ve çaresizlik içindeler.
Mezuniyet töreninde sergiledikleri disiplinsizlik nedeniyle soruşturulan teğmenlerle ilgili de aynı durumla karşı karşıyayız. Bunları disiplinsizlikle ilgili yanlışı varsa bu da disiplin kurulunun huzurumuza getirdiği neticedir. Bunlar bize hakaret ettiği için yargılanıp cezaevine giren kişi için de yaygara kopardılar. Protokole oturtacak kadar şuurlarını kaybettiler. Millete hakaret eden kim varsa en büyük destekçisi CHP’dir. Disipline sevk edilen teğmenlerle ilgili bodoslama tavır içine girdiler. Disiplin her yerde lazım ama söz konusu TSK olunca hayati öneme sahiptir. Pensilvanya’dan mir alan asker üniformalı militanların ülkeyi nasıl felaketin eşiğine getirdiğini gördük. Komutanların talimatına rağmen teğmenlerin yarın neler yapabileceğini kim bilebilir. Türkiye pek çok darbe ve cunda girişimini yaşadı. Post modern muhtıra ayıbına maruz kaldı. Kılıç şakırtıları arasında disiplinsizlik yapanları kahramanlaştırmak neyin nesidir. CCHP her zaman olduğu gibi bugün de orduya siyaset bulaştırma geleneğinden kurtulamadığı anlaşılıyor. Ordumuzun yıpratılmasına provoke dilmesine de eyvallah demeyiz. Bu ordu bir partinin değil milletin ordudur. Peygamber ocağıdır bu ordu. Cenk meydanlarını coşturan, ölürsem şehit kalırsam gazi diyen kahramanların ordusudur.
Bu ordu bir partinin değil milletin ordudur. Peygamber ocağıdır bu ordu. Cenk meydanlarını coşturan, ölürsem şehit kalırsam gazi diyen kahramanların ordusudur.
Bu ordu üç kıta yedi iklimde İslam’ın bayrağını yapan şanlı bir ordudur. Kimse bu orduyu sağa sola çekmesin. Ordumuzun konumunu iyi biliyoruz. CHP zihniyeti çabasına rağmen ordumuzun ruh kökünü koparamamıştır. Kahraman ordumuz vesayet heveslilerinden ve Fetö’cü hainlerinden temizledikçe vatan savunmasına daha iyi yerine getirmeye başlamıştır. Terör örgütlerine nefes aldırmayan bir orduya sahibiz. TSK’nın gıpta ile takip edilen başarılarına bölücü örgüt uzantıları ile yürüyenlerin gölge düşürmesine müsaade etmeyiz. Üç. beş oy için Mustafa Kemal’in itleri hakaretini sineye çekeceksiniz hem de bölücü örgüt arkadaşlarından ayar yerken gıkınızı çıkarmayacak, Kandil’den Pennsylvania’dan gelen destek beyanlarına bir çift laf etmeyip çıkıp Mehmetçik sevgisinden bahsedeceksiniz bize. Siz önce kara siciliniz ile yüzleşin. Siz karşısında dut yemiş bülbüle döndüğünüz hakaretlere ses etmediğinizi hesabını verin. TSK’ye kimyasal iftirası atanlara sahip çıktığınızı açıklayın. Bize laf söylemek sizin haddinize mi? milletimizin sizin omurgasız siyasetinize karnı tok. Siyaset virüsünün orduyu nasıl çökerttiğini balkan savaşlarında acı şekilde tecrübe ettik.
CHP’nin sorumsuz yöneticilerinin ordumuzu disiplinsizlik tehlikesi ile karşı karşıya bırakmasına göz yummayacağız. Darbecilere ve şakşakçılarına rağmen demokrasi hukuk adalet ve sivil siyaseti ve milletimizin hakkını savunmayı gerekirse canımız pahasına sürdüreceğiz.
Ülkenin yaşadığı her sınama CHP siyasetinin kirli yüzünü açığa çıkarıyor. Meclis’in ikinci büyük partisi, iktidar alternatifi olan partinin kadroları bu. Ne liyakat ne ehliyet ne de memlekete hizmet gibi bir dert var. Şu hali ile CHP’ye bakıp da kendisi ve ülkesi adına umut gören tek bir vatandaşımız var mıdır? Hırsları boylarını aşan belediye başkanlarına bakıp ülkeyi bunlara emanet edebileceğine inanan biri var mıdır. CHP’ye bakıp Türkiye’nin milli menfaatlerini dünyada savunabilecek bir kadro görebilen var mı acaba? Peki CHP nasıl bu kadar oy alıyor nasıl bu kadar belediye kazanıyor? Bunun müsebbibi AK Parti olarak biziz. Bu bir özeleştiridir. Açık ve net iğneyi kendine çuvaldızı başkasına batır demiş atalarımız. Biz de sorunu önce kendimizde arayacağız. Küresel sorunlar yanlışlarımızla birleşince milyonlarca insanım istemeyerek CHP’ye oy vermek zorunda bıraktı. Bu parti bizi yıllarca ispati olmayan nice konuda yolsuzlukla suçladı, sonra bizi haksızlıkla hukuksuzlukla suçlayanlar ellerine imkan geçince bunların feriştahını yaptı. Bunların hesabını hem millete hem yargıya verecekler. Kimsenin millet için tahsis edilen kaynakları kendi hırsı için yağmalama, har vurup harman savurma hakkı yoktur.
Konserler üzerinden ortaya saçılan yolsuzluklar buz dağının kısmı. Suyun altında daha büyük hırsızlık var. Nasıl düzen işlettiklerini önümüzdeki dönemde göreceğiz. SGK borçlarını ödemekten kaçanlar yandaşlarını zengin ettiğini milletimiz görüyor. Sandıkta bunun hesabını milletimiz muhakkak soracaktır. Yolsuzluk yapanlar hukuk önünde hesabını verecektir. Hizmette eksiğimiz olabilir ama bunlar gibi yağmalatma gibi bir sabıkamız yok. Seçimlere kadar milletin sıkıntılarını çözerek Türkiye Yüzyılı hedefinden sağmayarak küresel gelişmeleri lehimize çevirip iktidarımızı sürdüreceğiz.
İlçe kongrelerinin yüzde 85’i bitti. Şimdi de il kongrelerine başlıyoruz. Cumartesi günü Kahramanmaraş’tayız. Buradan bir kez daha görevini devreden arkadaşlara teşekkür ediyor, yeni görev alan kardeşlerime Allah’tan başarılar diliyorum.
Milletimizin 15 Temmuz gecesi hainlere verdiği direnişle kurduğu bu ittifak nice badirelerden geçerek bu günlere geldi. MHP Genel Başkanı sayın Bahçeli’nin yaptığı cesur çağrı cumhur ittifakına şaşı bakanların iştahını kabarttı. Yine hüsrana uğradılar. 14 Kasım’daki görüşme dahil her istişaremizde pek çok konuyu samimiyetle ele alıyoruz. Ülke ve millet hayrına olan her meselede sayın Bahçeli ile tam mutabakat halindeyiz. Çağrısına ortağız.
Sayın Bahçeli cesur ve ezberleri bozan teklif ortaya koydu. Biz de cumhurbaşkanı olarak bu meseleyi siyasi, bölgesel sonuçları ile tüm yönleri ile ele alıyoruz. Hiçbir detayı atlamadan devlet ciddiyeti ile büyük hassasiyet ile yürütüyoruz. Kumarbazlar gibi el artırıyorum diyerek değil titizlik ve soğuk kanlılıkla yapıyoruz. Türkler ile Kürtler arasına örülen Terör duvarını yıkıp atacağız. Evlatlarımıza terör destekli siyasetin olmadığı bir Türkiye teslim edeceğiz. Bu hedefimizde samimiyiz kararlıyız. Küresel güçlerin paralı asker rolünden vazgeçmediği sürece nerede olursa olsun başlarını ezeceğiz. Türkiye partisi olmadıkları sürece mahşeri vicdanda ve hukuk önünde hesap verecekler.
Bunu seçim meydanlarında da söyledik. Bu gizli saklı bir şey değil. eğer hukuk devleti ilkelerine uyarsanız iktidar partisi olarak sizinle uğraşmayız dedik. Terör örgütü mensuplarını belediyelere yerleştirince yargı tabii ki sizi sorguya çekecek. Terör örgütlerini arkasına alarak kimse siyasetçilik oynayamaz. Sayın Bahçeli’nin tarihi çağrısından sonra Dem’den gelen açıklamalar aynı kafada olduklarını işaret etmiştir. Karşımızdaki tablo çok da umutlu olmamıza izin vermiyor. Tüm bunlara rağmen geleceğe odaklanan perspektifle neler yapılabileceğini mütalaa ediyoruz. Silahları gömdüğünüz anda bizim için her şey sizin önünüzü açmaktır. Silahları gömmeyip bombaları patlatırsanız bu devletin eli de sizin üstünüzde olacaktır. Milletimiz müsterih olsun, bu tartışmalar terörle mücadelede zafiyete yol açmayacak. Terörle mücadelemiz son terörist ortadan kaldırana kadar devam edecek. Kimleri arkalarına alırlarsa alsınlar sınırlarımızda bir terör yapısı kurulmasına izin vermeyeceğiz. Bunları yaparken ülkemizi terör yanlışından kalıcı olarak kurtaracak alternatifleri gündemimizde tutacağız. Terörsüz Türkiye idealini inşallah gerçekleştireceğiz.”