Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’ye resmi ziyarette bulunan Avusturya Başbakanı Karl Nehammer’le ortak basın açıklaması yaptı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Avusturya Başbakanı Karl Nehammer, Cumhurbaşkanlığı Külliyesindeki birebir ve heyetler arası görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
Basın toplantısında ilk olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan konuştu. Erdoğan, sözlerine Nehammer ve heyetine hoş geldiniz diyerek başladı. Erdoğan, “Avusturya’dan 22 yıl aradan sonra şansölye düzeyinde gerçekleştirilen ziyaret esasen bu bakımdan tarihi bir nitelik taşıyor. İlişkilerimizi daha da geliştirme konusunda ortak iradeye sahibiz. Görüşmelerimizde bu çerçevede üst düzeyli ziyaretlerin devam ettirilmesinin önemine değindik. 1 Ekim günü yaşadığımız terör saldırısı sonrasında Sayın Şansölyenin terörü kınayan ve ülkemize destek beyan eden açıklamaları için bir kez daha teşekkür ediyor. Terörle mücadelede uluslararası iş birliği ve ortak irade şarttır. Avusturya’dan bu minvalde daha yakın iş birliği bekliyoruz” dedi.
’AVUSTURYANIN TÜRKİYEYE YAPTIĞI YATIRIMLAR 11 MİLYAR DOLARA YAKLAŞMIŞTIR’
Erdoğan, Şansölyenin TBMM’yi ziyaret ederek Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı terör tehdidinin ciddiyetine bizzat şahit olduğunu ifade ederek şunları söyledi:
“Düzensiz göçle mücadelede ülkemizin öncü konumu ve bunun Avrupa’nın güvenliğine sunduğu katkılar herkesin malumudur. İçişleri bakanlarımız da ikili görüşmelerinde hem bu alandaki iş birliğini hem de terörle mücadeleyi ele aldılar. Ekonomik ve ticari ilişkilerimiz olumlu bir seyir izliyor. Bu yıl 4 milyar doları aşmasını beklediğimiz ikili ticaret hacmimizi 5 milyar dolara çıkarma hedefi üzerinde durduk. Mevcut potansiyelimizin bu rakama da kısa sürede ulaşmamızı temin edeceğine inanıyorum. Avusturya’nın Türkiye yaptığı doğrudan yatırımlar 11 milyar dolara yaklaşmıştır. Türkiye’nin de Avusturya’daki doğrudan yatırımların 716 milyon dolardır. Sayın Şansölyenin bugünkü iş formuna katılarak iş insanlarımızda doğrudan temas sağlaması da güzel bir teşvik unsurudur. Türkiye- Avusturya ilişkilerinin köklü geçmişi hepinizin malumudur. Gelecek sene Türkiye ile Avusturya arasındaki dostluk anlaşmasının 100üncü, işgücü anlaşmasının ise 60ıncı yıl dönümünü idrak edeceğiz. Bu anlamlı yıldönümlerinin layıkıyla anılması için gereken çalışmaları müştereken gerçekleştireceğiz.”
’BAŞKENTİ DOĞU KUDÜS OLAN BİR FİLİSTİN DEVLETİNİN HAYATA GEÇİRİLMESİ GEREKİYOR’
Erdoğan, Şansölye ile görüşmelerinde Türkiye- Avrupa Birliği (AB) ilişkileri hakkında da görüş alışverişinde bulunduklarını belirterek, “Birlikte münasebetlerimizi ilerletme noktasında samimi olduğumuz, ülkemizin iradesini teyit ettiğimiz malumdur. Ancak aynı yaklaşımı Avrupa Birliği tarafında göremiyoruz. Avrupa’nın bütünleşmesi ancak Türkiye’nin birliğe tam üyeliği ile tamamlanacaktır. Bu noktada tam üyelik dışındaki hiçbir alternatifi kabul etmeyeceğimizi özellikle vurguladım. Kıymetli dostumla Orta Doğudaki ve Rusya- Ukrayna savaşındaki gelişmeleri de ele aldık. Orta Doğuya kalıcı barışın gelebilmesi ancak Filistin- İsrail sorununun nihai bir çözüme kavuşturulmasıyla mümkündür. 1967 sınırları temelinde bağımsız ve coğrafi bütünlüğü haiz, başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin devletinin hayata geçirilmesi gerekiyor. Bu konuda geç kaldığımız her gün maalesef bölgemiz çatışma kan ve gözyaşı girdabından kurtulamayacaktır. Bölgede gerilimi tırmandıracak daha fazla kan akmasına yol açacak, sorunları daha da derinleştirecek her türlü adımdan imtina edilmesi şart” diye konuştu.
’PUTİN İLE GÖRÜŞECEĞİM’
Erdoğan, dün bir dizi telefon görüşmesi gerçekleştirdiğini hatırlatarak, “Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, İsrail Cumhurbaşkanı Herzog, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah el Sisi, Katar Emiri Şeyh Temim Bin El Zani, Ürdün Başbakanı Necip Mikati, Malezya Başbakanı Enver İbrahim’le bölgedeki son durumu ve gelişmeleri ele aldık. Nitekim bugün de yine Rusya Federasyonu Başkanı Sayın Putin ile de görüşmemi yapacağım. Guterres ile yine bir görüşmem olacak. Ve bu görüşmeleri Körfez ülkeleri dahil genişleterek, geliştirerek devam ettireceğiz. Adil bir barışın kaybedeni olmaz düsturuyla bölgede etkili tüm aktörleri barışın tesisi için sorumluluk almaya çağırıyoruz. Ateşe benzin dökmenin, hele hele sivilleri ve sivil yerleşim yerlerini hedef almanın kimseye bir faydası olmaz. Gazzeli kardeşlerimiz 2 gündür çok ağır bombardımana maruz kalıyor. Gazze halkının yaşadığı trajedinin hafifletilmesi ve insani yardımların bölgeye ulaştırılması noktasında da çalışmalarımız sürüyor. Türkiye, çatışmaların bir an önce durması ve gerilimin düşürülmesi için elinden geleni yapacaktır. Ukrayna’da savaşın sonlandırılması için diplomasinin ve müzakerelerin öneminin altını çizdim. Karadeniz Tahıl Girişiminin yeniden canlandırılmasına yönelik bugüne kadarki çalışmalarımıza dair bilgiler verdim. İkili ve bölgesel konular hakkındaki iş birliğimizin önemini ve yakın diyaloğu sürdürme konusundaki kararlılığımızı karşılıklı olarak vurguladık” dedi.
NEHAMMER: TÜRKİYE, AVUSTURYA İÇİN HER AÇIDAN GÜVENİLİR BİR ORTAĞIMIZ
Nehammer ise yaptığı konuşmada sözlerine Cumhurbaşkanı Erdoğan’a teşekkür ederek başladı. Nehammer, “İki ülke arasındaki ilişkilere baktığımızda önümüzdeki yıl 100üncü yılına ermiş olacak. Misafirperverliğiniz için çok teşekkür ederim. Biz bugün gerçekten güvene dayalı ve yoğun görüşmeler yaptık. Biz arkadaşız ve dostuz. Ve arkadaşlar arasında herkes iyi ve kötü şeyleri dile getirir. Avrupa Birliğine Türkiye’nin katılması konusu bizim için çok net. Güvendiğim ve çok inandığım bir şey var. Mesela ekonomik ilişkiler de çok iyi bir ilerleme sağlayabiliriz. Benim bu ziyaretimde aslında bir işaret. Biz Türkiye ile yoğun bir ekonomik iş birliği yapmak istiyoruz ve buna çok önem atfediyoruz. Türkiye, Avusturya için her açıdan güvenilir bir ortağımızdır” ifadelerini kullandı.
’GAZZEDE İBADETHANELER VE HASTANELER ACIMASIZCA VURULUYOR’
Nehammer’in konuşmasının ardından, Cumhurbaşkanı Erdoğan ise şunları söyledi:
“Bir şeyin altını çizmem gerekecek. Şimdi kararlarımızı verirken adil karar vermemiz gerekiyor. Özellikle de burada olaya sadece Hamas olarak bakarsak bu adil olmaz. Hamasın kaybı nedir, İsrail’in kaybı nedir; buna baktığımız zaman ortada ciddi bir kayıp, sadece Hamasın benim son aldığım bilgiler, 750 civarında ölüm, 2 bin civarında yaralı var. Tabii bugünkü rakamları henüz alamadım. Ama bunun karşısında İsrail tarafında da ölümler, yaralılar var. Fakat buraya nasıl geldik? Bu bir günde mi oldu? Yıllardır bu işin ne yazık ki bir bedeli oldu. Ve yıllardır buralarda sürekli olarak bu ölümlerle karşı karşıya kalındı. Bakın şu anda Gazze’ye su verilmiyor. Hani insan hakları; elektrik yok, verilmiyor. Hani insan hakları. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinde siz suyu kesemezsiniz. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinde elektriği kesemezsiniz. Şu anda Gazze’de acaba hastaneler ne durumda? Çalışıyor mu; maalesef. Ama acımazsızca ibadethaneler, hastaneler hepsi vuruluyor. Bunlar yapılırken kimse bir şey söylemiyor.”
’SURİYEDE AMERİKA ÜSLERİNİN NE İŞİ VAR?
Erdoğan, konuşmasının devamında, “Ben ikili görüşmemizde değerli dostuma şunu da söyledim; Amerika, uçak gemisini İsrail’e gönderiyor. Amerika’nın uçak gemisinin İsrail’de ne işi var? Ne yapmaya geliyor? Ve buraya gelen uçak gemisinin etrafından bütün botlarıyla, uçak gemisindeki uçaklarıyla ne yapacak; orada bütün artık Gazze’yi, etrafını vurarak, indirerek çok ciddi katliamlara adım atacak. Şu anda ben burada bir şey açıklamak zorundayım. Bakın bir Suriye’de bugün 20nün üstünde Amerika’nın üssü var. Suriye’de Amerika’nın üslerinin ne işi var? Bu üslerle ne yapılıyor? 23 üs. Bütün bunları da bir değerlendirmek gerekmiyor mu? Ama Türkiye’nin bir insansız hava aracını ne yazık ki Amerika düşürüyor. İnsansız hava aracını Amerika düşürürken bu Türkiye şu anda NATO’da Amerika’nın ortağı değil mi? Beraber değil mi? Bunu ne ile izah edeceğiz? Bunu ne ile değerlendireceğiz? İşimize geldiği zaman ortak işimize geldiği zaman bütün terör örgütlerini maalesef Amerika şu anda eğitiyor, yetiştiriyor, silahlandırıyor ve bunlarla maalesef Suriye’de olsun, Ortadoğu’da olsun, buraları kan gölüne dönüştürüyor. Bunları da görelim” ifadelerini kullandı.
’15 GÜNDE BU İŞİN BİTECEĞİ KANAATİNDE DEĞİLİM’
Erdoğan, Avusturyalı basın mensubunun “Siz bölgede çatışmanın büyümemesi konusunda çaba gösteriyorsunuz. Filistin ve İsrail arasındaki çatışma durumu ne kadar büyük; yani yayılma endişesi ne kadar büyük?” sorusuna şu yanıtı verdi:
“Doğrusu tabii bu endişemiz bizim çok çok şu anda büyük durumda. Yani bir haftada, 15 günde bu işin biteceği kanaatinde değilim. Onun için de çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Onun için bölge lideriyle olsun, dünya liderleriyle olsun bu görüşmelerimizi yapıyoruz ve görüşmelerimizi de yapmak suretiyle acaba nasıl arabuluculuk yaparız, nasıl acaba bu savaşı durdururuz bunun gayreti içerisindeyiz. Temennimiz o ki bir an önce bu savaşı durduralım ve bölge sükunete yeniden kavuşsun.”