HSBC, ‘Türk Lirası için yeni dönem’ başlıklı raporunda, doların Türk lirası karşısında yavaş şekilde artmasını ve 2024 yılı sonunda 33 TL olmasını beklediği açıkladı.
HSBC, sıkı parasal şartların ekonomiyi kredi kanalları yolu ile etkilemeye başladığını belirtirken, kredi büyümesinin yavaşlamasının, iç talebin zayıflamasının ve cari açığın daha küçük hale gelmesinin Türk Lirasını daha az kırılgan hale getireceğini savundu.
HSBC, dolar/TL’nin yavaş, ılımlı şekilde artarak yıl sonuna kadar olacağını görüşünü devam ettirdi.
HSBC’nin ‘Türk Lirası için yeni dönem’ başlığı ile yayınladığı rapor şöyle:
“Döviz arz ve talebi arasındaki dengesizliğin 2024 yılında da devam etmesi muhtemeldir. Bununla birlikte, politika yapıcıların ‘sınırlama stratejisi’ çalışmaya devam etmeli ve önümüzdeki aylarda TL’nin değer kaybını üç ana kanal üzerinden sınırlandırmalıdır:
1) Destekleyici döviz taşımacılığı: TCMB’nin 2023 ortasından bu yana gerçekleştirdiği büyük faiz artışları nedeniyle taşıma dinamikleri TL lehine dönmüştür. Kısmen döviz regülasyonu nedeniyle döviz ima edilen getiriler nispeten oynak kalmaktadır. Ancak bize göre, geleneksel para politikası sıkılaştırması yoluyla carry restorasyonu, FX carry işlemleri için daha destekleyici bir ortam sunuyor. Geleneksel politika yaklaşımının sürdürülmesinin 2024 yılında politikanın tersine çevrilmesi için bir alan sunma olasılığının düşük olduğu göz önüne alındığında, bu daha olasıdır.
2) Daha az negatif reel faizler dolarizasyonu sınırlar: Merkez Bankası’nın şahin pivotu ile TL mevduatlarına ödenen faiz oranları güçlü bir şekilde yükselmiştir. Reel olarak, bu mevduatların getirisi hala negatiftir, ancak dinamik para birimi için açıkça daha olumluya dönmüştür. Döviz korumalı mevduatlar, yabancı para birimlerine yönelik önemli bir talebi tetiklemeden azalmaya başlamıştır. TL cinsinden mevduatların cazibesi, enflasyonun ikinci çeyrekteki olası düşüşü ile 2024 yılında daha da artabilir. Özellikle politika yapıcıların döviz korumalı mevduat programını kademeli olarak kaldırmayı hedefledikleri göz önüne alındığında, reel faizlerin seyri TL için çok önemli olacaktır.
3) Destekleyici makro nabız: Sıkı parasal koşullar ekonomiyi kredi kanalı üzerinden etkilemeye başlamıştır. Kredi döngüsü genellikle enflasyon ve cari hesap döngüleriyle ilişkilendirilmiştir. Kredi büyümesi yavaşlarken, iç talebin daha zayıf ve cari açığın daha küçük olması muhtemeldir. Böyle bir süreç TL’yi daha az kırılgan hale getirebilir.
Bu nedenle, dolar/TL’nin yılsonuna kadar yavaş ve ılımlı bir şekilde 33 seviyesine yükseleceği yönündeki görüşümüzü koruyoruz”
Kaynak: Ekonomim