Moda sektörüne giren Angelina Jolie New York’ta ilk mağazasını açtı. Joli’nin her ne kadar el değiştirmiş mağazası olsa da yoğun ilgi görmeye devam ediyor.
Sabah yazarı Funda Karayel’ köşe yazısında ünlü isim Angelina Jolie’nin açtığı mağazadaki menüde yer alan Türk Kahvesini şu sözlerle açıkladı: “Salona geçmeden önce menü dikkatimi çekiyor, o da ne menüde Türk kahvesi…”
Funda Karayel’in yazısının tamamı şu şekilde:
“Kim derdi ki bir gün New York’ta canım Türk kahvesi çekecek ve bunu bir dünya starının yeni açtığı mağazada tesadüfen içeceğim… Evet yanlış duymadınız, Türk kahvesi nerede var, nereye gitsem diye düşünürken başıma bu da geldi. Üstelik mağazayı ziyaret etmek hiç de kolay değil; randevulu ve pek kimseye de randevu vermiyorlar. Bu mağazayı açan kişi Angelina Jolie’den başkası değil…
Moda sektörüne giren Jolie, geçtiğimiz temmuz ayında Jean-Michel Basquiat’ın New York’taki stüdyosunu alarak ilk mağazasını orada açacağını söylemişti. Mülk birkaç kez el değiştirmiş olsa da üretken sanatçının izleri hâlâ varlığını sürdürüyor. Kapının üzerine beyaz sprey boyayla Jolie logosunun işlendiği boş bir tuval asılmış.
Bu arada Jolie’nin moda seçimleri medyada yoğun ilgi görüyor. Kendisi ve çocuklarının fotoğrafları sık sık çekiliyor, stilleri inceleniyor. Çocuklarından Shiloh ve Zahara, sanatçının 2021 yapımı filmi ‘Eternals’ın galasında annelerinin arşivinden parçalar giydi.
Modayla çok ilgili olan Jolie, bu mekânı bir iş birliği alanı haline getirmiş, terzilik hizmetleri veren yerel zanaatkarlar için bir galeriye dönüştürmüş ve mülteci örgütleriyle ortaklaşa işletilen bir kafe ile birleştirmiş. Bir tür kültür merkezi ile tasarımın bir araya geldiği bir atölye gibi aslında.
“Büyük bir moda tasarımcısı olmak istemiyorum. Başkalarının buna dönüşmesi için bir ev inşa etmek istiyorum” demiş. Yani Jolie’nin amacı topluluk yaratmak.
ÇALIŞANLAR GÖÇMEN
Mağazanın giriş bölümünde Jolie’nin seçtiği kıyafetleri yer alıyor, ayrıca bir kafe de bulunuyor. Bu kafe, onun insani konulara olan bağlılığına uygun olarak mülteci ve göçmen şefler tarafından işletiliyor. Kafenin girişinde bir piyano var. Bizi ev ortamını anımsatan bir salon karşılıyor. Salona geçmeden önce menü dikkatimi çekiyor, o da ne menüde Türk kahvesi, baklava ve peynirli pide de var. Muhammaralı bir pide sipariş ediyorum önce, ardından Türk kahvesi. Türk kahvesi bizdeki sunumundan daha bereketli şekilde servis ediliyor… Bir kahve fincanı ve yanında içi dolu cezvesiyle sunuluyor, yani iki fincan Türk kahvesi içebiliyorsunuz. Şaşırarak göçmen şeflere “Neden Türk kahvesi var menüde?” diye sorduğumda, Angelina Jolie’nin Türk kahvesini çok sevdiğinden bahsediyorlar.
Ne güzel bir tesadüf ve gurur.
Funda Karayel.