Kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, özel kredi piyasası için ciddi zorluklar yaşanabileceği konusunda bir uyarıda bulundu.
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s analistleri yaptıkları açıklamada, 2021 yılında onaylanan on milyarlarca dolarlık kredinin keskin bir şekilde artan faiz maliyetleri ve yavaşlayan ekonomi nedeniyle 1,4 milyon dolarlık özel kredi sektörünün “ilk ciddi zorluğuyla” karşı karşıya olduğu uyarısını yaptı.
Moody’s ‘in sektörün en büyük iki oyuncusu olan Ares ve Owl Rock tarafından yönetilen fonları öne çıkaran uyarısı, 2022’de finansal piyasalar sıkılaşmadan önce yeni müşteri kazanmak için yarışan kredi verenlerin karşılaştığı zorlukların altını çizdi.
Bu krediler büyük ölçüde faiz oranlarının sıfıra yakın olduğu ve ABD’de ekonomik büyümenin hala hızla devam ettiği bir dönemde onaylandı. O ortam ABD Merkez Bankası’nın (Fed) ABD enflasyonunu düşürmek amacıyla Faiz oranlarını agresif bir şekilde yükseltmeye başlamasıyla birlikte ortadan kayboldu.
“SEKTÖR ÇAPINDA İLK TESTİNE İŞARET EDECEK”
Moody’s analistlerinden Christina Padgett, “Makro ve piyasa koşullarındaki bu değişim, banka dışı özel kredi verenlerin durgunluk ve borçlu temerrütlerindeki artışla başa çıkma becerilerinin sektör çapında ilk testine işaret edecek” dedi.
Moody’s bir uyarıda bulunmuş olsa da, iş geliştirme şirketleri olarak adlandırılan halka açık kredi araçları konumundaki Ares veya Owl Rock fonlarından herhangi birinin notunu ya da kredi görünümünü düşürmedi.
Özel kredi sektörü, büyük ABD bankalarının kaldıraçlı satın alma işlemlerine olan risklerini azalttığı 2008 mali krizinden bu yana önemli ölçüde değişti. Ares gibi özel kreditörler ilk başta finanse edecek küçük ve orta ölçekli devralmalar bulmaya odaklandı.
Zaman içinde daha büyük anlaşmaları hedeflemeye başladılar. Bu değişim, Kovid-19 salgınının derinliklerinde gruplara milyarlarca dolarlık satın alma kredileri sağlamak için ateş gücü veren bir bağış toplama saldırısı ile teşvik edildi.
Özel kredi veren şirketlerin 2021’de üstlendikleri kredilerin çoğu riskliydi. Bazı krediler, bankaların finanse edemediği kârsız şirketlere verilirken; söz konusu şirketin yinelenen gelirlerine ve gelecekteki kârlara ilişkin iddialı projeksiyonlara dayanıyordu.