Morgan Stanley, Avrupa hisse senedi piyasalarında olumlu rüzgarlar estiğini ve bu durumun yatırım için uygun bir ortam oluşturduğunu belirtiyor.
Morgan Stanley, Avrupa hisse senedi piyasalarının 90’lı yıllardaki olumlu havaya benzer bir görüntü çizdiğini öne sürüyor.
Morgan Stanley, Avrupa hisse senetlerinin 90’lı yıllardaki havayı yaydığını ve bunun hisse senetlerini 2024 yılında yüzde 16’lık getiri yoluna sokabileceğini söylüyor.
Tarihsel veriler
Fortune’dan Ryan Hogg’un haberine göre, kıtanın durgun seyreden ekonomisine rağmen Avrupa hisse senetleri bu yıl yükselişe geçecek. Dünyanın en büyük bankalarından Morgan Stanley, bu tezini kanıtlamak için 90’lı yıllara daha yakından bakıyor.
Morgan Stanley, Avrupa hisse senetlerinde ‘yükseliş’ olduğunu söyleyerek MSCI Avrupa Endeksi’nin bu yıl yüzde 11 oranında büyüyeceğini tahmin ediyor. Temettüler ve hisse geri alımları dikkate alındığında bu oranın yüzde 16’ya çıkması bekleniyor.
MSCI Avrupa Endeksi, aralarında lüks perakendeci LVMH, obezite hapı fenomeni Novo Nordisk ve yarı iletken devi ASML’nin de bulunduğu, Avrupa’nın halka açık en büyük ve en heyecan verici 425 şirketini bünyesinde barındırıyor.
Bankacılık devinin yükseliş eğiliminin nedeni tamamen tarihsel verilere dayanıyor; özellikle de esrarengiz bir şekilde benzeyen ekonomik döngülerin bu varsayımda büyük etkisi bulunuyor.
2 ikna edici benzerlik
Ekonomistlerle birlikte çalışan Morgan Stanley, hangi ekonomik dönemin mevcut döneme en yakın olduğunu belirlemek için bir ‘döngü taktik kitabı’ oluşturuyor ve 1995 yılında ABD ekonomisinin gerçekleştirdiği ‘yumuşak iniş’ verisine ulaşıyor. Bu dönemin aynı zamanda Avrupa’ya da yumuşak bir iniş ve düşük büyüme getirdiği görülüyor.
Bankanın iki dönem arasındaki benzerliklere ilişkin iddiası oldukça ikna edici. Birincisi, piyasaları yönlendiren baskın konuşmaların iki dönemde de faiz oranları ve enflasyon üzerine olması ve faiz indirimi olasılığını artıran kötü ekonomik verilere verilen olumlu tepki. Benzerliklerin ikincisi ise hem 1990’lardaki internet heyecanında hem de bugünkü yapay zeka heyecanında görülen ‘teknolojik yeniliklerin gizli akıntısı’.
1990’lı yılların merkez bankalarının hamleleri açısından da benzer hareketler getirdiği görülüyor. Fed, faiz indirimlerini yılın sonlarına kadar ertelemeden önce bir dönüş başlatıyor; Avrupa merkez bankaları ise aynı şu anda olduğu gibi faiz indirimlerinde ABD’yi takip etmekte daha yavaş davranıyor. ABD’nin borç açığı ve borcuna ilişkin mevcut endişelerin bile 1990’larla paralellikleri bulunuyor.
Morgan Stanley’nin Avrupa sermaye stratejisi baş stratejisti Marina Zavolock, şunları söylüyor:
“Avrupa’nın düşük değerleme başlangıç noktası ve şu ana kadarki yeniden derecelendirme yolu, 1995 yılındaki Fed dönüş noktasıyla tam olarak aynı çizgide. Döngümüzü, faktör etkilerini ve tematik analizimizi bir araya getirdiğimizde, bu yıl Avrupa hisse senetlerinde yüzde 16’lık toplam getiri elde edeceğimizi ve diğer sektörlerin yanı sıra Avrupa yazılım, havacılık ve savunma, finans, ilaç ve telekomünikasyon sektörlerinde aşırı ağırlık elde ettiğimizi görüyoruz.”
Zor ekonomik şartlarda umut veriyor
Morgan Stanley’nin Avrupa hisse senetlerine ilişkin iyimser görüşü, kendilerini birden fazla krizden korumaya çalışan bölgenin en büyük ekonomilerinden gelen oldukça karamsar verilere rağmen ortaya çıkıyor.
Avrupa, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin ardından uygulanan yaptırımlar sonrası ucuz Rus petrolü ve gazı imkanının ortadan kalkmasından bu yana adeta emekleme dönemini yaşıyor. Bu arada Orta Doğu’da artan gerilimler, kritik tedarik zincirlerine ilişkin yeni endişeleri de artırıyor.
Kıtanın en büyüğü olan Alman ekonomisi geçen yıl yüzde 0,3 oranında küçüldü ve 2022 ortasından bu yana olumlu bir ekonomik büyüme kaydetmedi.
Ancak MSCI Avrupa Endeksi, 2023 yılında yüzde 20,7’lik bir büyüme kaydederek bir önceki yılki yüzde 14,5’lik korkunç daralmanın fazlasıyla dengelenmesine yardımcı oldu. Yine de bölgesel endeks, birkaç yıldır küresel kriterlerin gerisinde seyrediyor. Ancak Morgan Stanley’in öngörüsünde ve endekste yer alan hisselerde umut var. LVMH ve Novo Nordisk gibi şirketler geçen yıl etkileyici bir büyüme kaydetti ve daha az yenilikçi olan enerji ve imalat sanayi hisse senetlerinin varlığına alışmış olan Avrupa piyasalarının daha dinamik unsurlarını temsil ediyor.