ABD Merkez Bankası (FED), federal fon oranı hedef aralığını 1/4 puan düşürerek %4-1/4 ila %4-1/2 seviyesine çekti. Ancak Fed Başkanı Jerome Powell, gelecekteki faiz indirimi adımlarının, enflasyonu düşürmede kaydedilecek ilerlemeye bağlı olacağını vurguladı. Powell, barınma maliyetleri başta olmak üzere bazı ekonomik göstergelerdeki yavaş iyileşmenin hayal kırıklığı yarattığını belirtti.
Bu kararlar ve Powell’ın açıklamaları, 2025 yılına kadar çekirdek kişisel tüketim harcamaları fiyat endeksinin %2,5 seviyesinde kalacağı projeksiyonlarıyla destekleniyor. Ancak bu oran, Fed’in %2 hedefinden hala yüksek. Şahin politikaların etkisiyle tüketici faiz oranlarının yüksek kalmaya devam edeceği tahmin edilirken, piyasalarda gelecek yıl için yalnızca 25 baz puanlık bir indirim fiyatlandırılıyor.
BoE ve BOJ’dan Dengeli Yaklaşımlar
İngiltere Merkez Bankası (BoE), ekonomideki yavaşlama işaretlerine rağmen faiz oranını %4,75’te sabit tuttu. Enflasyon, Eylül ayında %2’nin altına düşmesine karşın Kasım’da %2,6’ya yükseldi ve ücret artışlarının %5,2 gibi yüksek seviyelere ulaşması, borçlanma maliyetlerinde kademeli bir yaklaşımı engelliyor.
Japonya Merkez Bankası (BOJ) ise kısa vadeli politika faizini %0,25’te sabit bıraktı. Karar, Donald Trump’ın ekonomik planlarının yarattığı belirsizlik ortamında alındı. BOJ’un 2025 başlarında faiz artışlarına yönelmesi bekleniyor.
Küresel Piyasalar Sert Tepki Verdi
Powell’ın şahin mesajları Wall Street’i sarstı; hisse senetlerinde sert düşüşler görülürken tahvil faizleri yükseldi. Asya borsaları da bu etkilere kayıtsız kalamadı. MSCI Asya-Pasifik endeksi %1 gerilerken, Japon Nikkei %1, Avustralya hisseleri %2 değer kaybetti. Dolar ise güçlü kalmaya devam ediyor.
Bu gelişmeler, küresel merkez bankalarının ekonomik görünümü yeniden şekillendirdiği bir dönemde piyasa oyuncuları için belirsizliğin arttığına işaret ediyor.