Fed Başkanı Jerome Powell “Gerekirse faizleri daha da yükseltmeye hazırız ve enflasyonun istikrarlı bir şekilde hedefimize doğru indiğinden emin olana kadar para politikasını kısıtlayıcı bir seviyede devam ettirme niyetindeyiz” ifadelerini kullandı.
ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell, Kansas City FED’in ev sahipliğinde düzenlenen Jackson Hole Ekonomi Politikası Sempozyumu’nda para politikası ve fiyat istikrarına ilişkin konuştu.
Bu yılki teması “Küresel Ekonomide Yapısal Değişimler” olan sempozyumdaki konuşmasında Powell, geçen yıl olduğu gibi bu yıl da “enflasyonu yüzde 2 hedefine indirmek için çalışacakları” mesajını vereceğini kaydetti.
Powell, geçen yıl para politikasını önemli ölçüde sıkılaştırdıklarını anımsatarak, enflasyonun zirve noktasından inmiş olsa da hala çok yüksek olduğunu ifade etti.
Uygun olması halinde faiz oranlarını daha da artırmaya hazır olduklarına dikkati çeken Powell, “Enflasyonun sürdürülebilir bir şekilde hedefimize doğru ilerleyeceğinden emin olana kadar politikamızı kısıtlayıcı bir seviyede tutma niyetindeyiz.” diye konuştu.
Powell, manşet enflasyonundaki düşüşün iyi bir haber olduğunu ancak gıda ve enerji fiyatlarının değişkenliğini koruyan küresel faktörlerden etkilendiğini ve enflasyonun nereye doğru gittiği konusunda yanıltıcı sinyaller verebildiğini anlattı.
Yıllık bazda çekirdek tüketici enflasyonunun hala yüksek olduğuna değinen Powell, fiyat istikrarına geri dönmek için hala kat edilmesi gereken çok yol olduğuna dikkati çekti.
“Büyümenin trendin üzerinde olması, daha fazla sıkılaştırma gerektirebilir”
Powell, tüketici enflasyonunun mallar, konut hizmetleri ve konut dışı hizmetler bileşenlerine değinerek, özellikle taşıt gibi dayanıklı mallar olmak üzere temel mal enflasyonunun hem sıkılaşan para politikasının hem de arz talep dengesizliklerinin çözülmesinin etkisiyle düştüğünü bildirdi.
Konut sektörü enflasyonunun para politikası değişikliklerine tepki vererek konut başlangıçlarının, satışların ve fiyat artışlarının azalmasına neden olduğuna işaret eden Powell, çekirdek enflasyonun önemli bir bölümünü oluşturan konut dışı hizmet enflasyonunun da hafif düşüş gösterdiğini ancak daha fazla ilerleme sağlaması gerektiğini anlattı.
Powell, ekonomik görünümün, Kovid-19 salgınına bağlı çarpıklıkların gevşemesinin enflasyonu düşürmeye devam edeceğini ancak kısıtlayıcı para politikasının daha büyük bir rol oynayacağını gösterdiğini belirterek, “Enflasyonun sürdürülebilir bir şekilde yüzde 2’ye geri çekilmesinin, trendin altında bir ekonomik büyüme döneminin yanı sıra iş gücü piyasası koşullarında bir miktar yumuşamayı gerektirmesi bekleniyor.” ifadesini kullandı.
Kısıtlayıcı para politikasının etkisinin daha yüksek reel getirilerde ve sıkılaştırılmış borç verme standartlarında açıkça görüldüğünü dile getiren Powell, bunun da ekonomik büyümenin yavaşlamasına katkıda bulunduğunun altını çizdi.
Powell, ekonominin beklendiği gibi soğumayabileceğine dair işaretlere karşı dikkatli olduklarını vurgulayarak, “Büyümenin sürekli olarak trendin üzerinde olduğuna dair ek kanıtlar, enflasyondaki ilerlemeyi riske atabilir ve para politikasının daha da sıkılaştırılmasını gerektirebilir.” şeklinde konuştu.
İş gücü piyasasındaki yeniden dengelenmenin devam etmesini beklediklerini kaydeden Powell, iş gücü piyasasındaki sıkılığın artık azalmadığına dair kanıtların da para politikası tepkisi gerektirebileceğinden bahsetti.
“Çok fazla şey yapmak da ekonomiye gereksiz zarar verebilir”
Powell, mevcut politika duruşunun kısıtlayıcı olduğunu, ekonomik aktivite, işe alım ve enflasyon üzerinde aşağı yönlü baskı oluşturduğunu düşündüklerini belirterek, nötr faiz oranını kesin olarak tespit edememeleri nedeniyle para politikası kısıtlamalarının kesin seviyesi konusunda belirsizlik olduğunu ifade etti.
Mevcut belirsizliklerin FED’in para politikasını çok fazla ile çok az sıkılaştırma riski arasında denge kurma görevini zorlaştırdığına işaret eden Powell, “Çok az şey yapmak, hedefin üzerinde enflasyonun sabitleşmesine neden olabilir ve sonuçta para politikasının istihdama yüksek bir maliyetle daha kalıcı enflasyonu ekonomiden uzaklaştırmasını gerektirebilir. Çok fazla şey yapmak da ekonomiye gereksiz zarar verebilir.” dedi.
Powell, gelecek toplantılarda, verilerin bütünlüğüne ve gelişen görünüm ile risklere dayanarak değerlendirmede bulunacaklarını vurgulayarak, sözlerini şöyle tamamladı:
“Bu değerlendirmeye dayanarak, daha fazla sıkılaştırmaya mı yoksa politika faizini sabit tutup gelecek verileri mi bekleyeceğimize karar verirken dikkatli ilerleyeceğiz. Herkesin yararına olacak şekilde güçlü iş gücü piyasası koşullarının sürdürülebilir olduğu bir döneme ulaşmak için fiyat istikrarına ihtiyacımız olacak. İş bitene kadar buna devam edeceğiz.”
Piyasalar ne tepki verdi?
Altının ons fiyatı, 1920 dolarda hareket ederken, Powell’ın konuşmasıyla dalgalandı. Önce 1922 dolara kadar yükselen sarı maden, sonrasında 1909 dolara kadar geriledi. Altın, saat 17.30 itibarıyla yüzde 0,28 düşüşle 1911 dolarda hareket etti.
Zirvenin ikinci gününde erken saatteki işlemlerde 104,31 düzeyine kadar çıkan dolar endeksi 21 yılın zirvelerine yakın seyrini koruyor. Endeks 17.30 itibariyle konuşma sonrası 104,16 düzeyinden işlem gördü.
ABD’de 10 yıllık tahvil faizi, Powell’ın konuşması sonrası 1,10 baz puan düşerek yüzde 4,224 seviyesine geriledi.
ABD’de 2 yıllık tahvil faizi yüzde 5,08 ile temmuzdan beri en yüksek seviyesine çıktı.