Yatırımcılar yeniden başkan seçilen Donald Trump’ın ekonomik gündemini alkışlarken hisse senetleri yılın en iyi haftasını kaydetti. Ancak uzmanlar, Trump’ın başkanlık döneminin borsalar için bol miktarda riski taşıdığı noktasında yatırımcıları uyarıyor.
Interactive Brokers‘tan Steve Sosnick, “Vergi indirimleri ralliyi destekliyor ve genel olarak piyasaların Cumhuriyetçi yönetimleri sevdiği gibi bir algı var ancak Demokrat yönetimin son birkaç yıldaki performansı kesinlikle fena değildi” diyerek yaşanan değişikliğin bazı tehlikeleri de beraberinde getirdiğinin altını çiziyor.
Tarifeler ve ek hükümet harcamaları
Yahoofinance’ten Seana Smith’in haberine göre, Dow Jones Endüstri Ortalaması Çarşamba’dan Cuma’ya 1.700 puandan fazla yükseldi ve haftayı yüzde 4,6 oranında artışla kapattı. S&P 500 ve Nasdaq da rekor seviyelere yükselirken Russell 2000 Kasım 2021’den bu yana en yüksek seviyesine ulaştı. Ancak uzmanlar piyasaların ne istediğine dikkat etmesi gerektiği görüşünde.
Uzmanlar, netlik ortaya çıktıkça, ticaret tarifeleri ve ek hükümet harcamalarından kaynaklanan enflasyondaki yeniden canlanmanın hisse senedi piyasasının ivmesi ve Fed’in faiz indirimleri için bir risk oluşturabileceğini söylüyor.
Franklin Templeton Investments sabit gelir baş yatırım sorumlusu Sonal Desai, “Borsalardaki keskin artış, bir dereceye kadar sağlam büyüme, düzenlemeden arındırma, vergi indirimleri beklentisine dair bir tepki niteliği taşıyor ancak madalyonun diğer yüzü elbette daha fazla enflasyona ve daha geniş mali açıklara yol açmaya gebe” diyor.
Bir yıl sonra S&P 500 için 5.250 puan seviyesine bir düşüş riski gören Stifel‘den Barry Bannister, enflasyondaki yeniden canlanmayı yakından izliyor. S&P 500 Endeksi haftayı 6.000 puanın üzerinde kapattı. Buna rağmen Bannister, “Enflasyon yeniden canlanabilir. Fed Başkanı Jerome Powell’ın Mayıs 2025’ten Mayıs 2026’ya kadar sürecek görevdeki son 12 ayının önemli bir yatırım riski olduğunu ve yaklaşan 2026 ABD ara seçimlerinin yankılarının da bu riski büyüttüğünü düşünüyoruz” diye yazıyor.
Politikaların enflasyonist etkisi
Deutsche Bank, Trump’ın mali, ticaret ve göç politikalarının enflasyon tahmininde yukarı yönlü bir ayarlamaya yol açabileceğini öngörüyor. Matthew Luzzetti liderliğindeki ekip, enflasyonun 2026’da yaklaşık yüzde 0,5 oranında artarak yüzde 2,5 seviyesine yükselebileceğini düşünüyor ve bunun başlıca nedeni olarak tarifelerin enflasyonist etkisine vurgu yapıyor.
Trump’ın Robert Lighthizer‘dan ABD Ticaret Temsilcisi olarak yönetime dönmesini istemesi, tarifelere karşı daha agresif bir yaklaşımın sinyali olarak algılanıyor. Trump’ın ilk döneminde Lighthizer, Çin ile tırmanan ticaret savaşında önemli bir rol oynamış, çelik ve alüminyum ithalatına tarifeler uygulamış ve ABD’nin Meksika ve Kanada ile ticaret anlaşmasının yeniden müzakere edilmesine yardımcı olmuştu.
Morgan Stanley‘e göre, akıllı telefonlar, bilgisayarlar, tabletler, giyilebilir cihazlar ve sunucular (server) hala çoğunlukla Çin’de monte edildiğinden, donanım hisseleri ‘en fazla risk altında’ olan teknoloji hisseleri arasında yer alıyor.
Bütçe açığı riski
Trump’ın kurumlar vergisi oranının yüzde 15‘e düşürülmesi ve fazla mesai ücreti ve sosyal güvenlik yardımları üzerindeki vergilendirmenin sona erdirilmesine dair öne sürdüğü diğer vergilerle ilgili fikirler şişen bir açığın ek risklerine işaret ediyor.
Gartman Letter’ın eski editörü Dennis Gartman, “Hayatım boyunca ilk kez gerçekten çok endişeleniyorum. Genç nesil için ekonomi ve ülkenin mali açıdan ilerlemesi konusunda endişeliyim” diyor.
Sorumlu Federal Bütçe Komitesi (The Committee for a Responsible Federal Budget) Trump’ın kampanyası boyunca ana hatlarıyla belirttiği politikaların, kısmen vergi indirimlerini genişletme, şirketler ve küçük işletmeler için vergileri daha da düşürme ve göçmenleri sınır dışı etme işlemlerini genişletme planlarıyla gelecek 10 yıl içinde ulusal borca 7,75 trilyon dolar ekleyebileceğini tahmin ediyor.