ABD borsaları, Federal Rezerv’in (FED) faiz indirimlerinin etkisiyle son dönemde üst üste rekorlar kırıyor. Ancak uzmanlar, yatırımcıların borsa rallisinin devam edeceği beklentisine rağmen, piyasalarda ters gidebilecek olası risklere karşı hazırlıklı olmaları gerektiği konusunda uyarıyor. Yatırım dünyasında sıkça alıntılanan bir söz, ünlü şair Maya Angelou’ya ait: “En iyisini hayal edin, en kötüsüne hazırlıklı olun ve aradaki diğer hiçbir şeye şaşırmayın.” Bu söz, mevcut piyasa ortamını özetliyor.
Eylül ayının başında yaşanan piyasa volatilitesine rağmen, ABD borsaları ayın sonlarına doğru toparlanarak rekor kapanışlar gerçekleştirdi. Ancak yatırımcıların bu iyimserliğe kapılıp aşırı güven duymaları riskli olabilir. Stratejistler, ekonomik ve jeopolitik belirsizliklerin devam ettiği bu dönemde dikkatli olunması gerektiğini vurguluyor.
Piyasalardaki Endişe Kaynakları
Deutsche Bank Makro Stratejisti Henry Allen, geçtiğimiz hafta yayımladığı piyasa notunda, ABD borsalarındaki iyimserliğe rağmen bazı risk faktörlerine dikkat çekti. Allen’a göre, yatırımcılar henüz tam olarak farkında olmasa da piyasaları tehdit edebilecek birkaç önemli unsur var.
Bu risklerin başında enflasyon geliyor. FED ve diğer merkez bankalarının faiz oranlarını düşürmeye başlaması, kısa vadede ekonomiyi canlandırsa da uzun vadede fiyatların yeniden yükselmesine neden olabilir. Allen, enflasyonun piyasalar üzerinde baskı yaratmaya devam edebileceği konusunda uyarıda bulunuyor.
Bir diğer önemli endişe kaynağı ise resesyon riski. Ekonomistler, ABD ekonomisinin şu an için kontrollü bir şekilde yumuşak iniş yaşadığını düşünse de, faiz artışlarının gecikmeli etkilerinin henüz tam anlamıyla hissedilmediği belirtiliyor. Allen, piyasanın şu anda hızlı faiz indirimlerini fiyatladığını, ancak bu tür indirimlerin genellikle resesyon dönemlerinde yapıldığına dikkat çekiyor.
Küresel Belirsizlikler ve Piyasalara Etkisi
ABD ekonomisinin dünyanın geri kalanından izole olmadığını unutmamak gerekiyor. Orta Doğu ve Ukrayna’da devam eden savaşlar, enerji ve emtia maliyetlerini artırarak enflasyonu yeniden yükseltebilir. Bu tür küresel belirsizlikler, ABD borsaları üzerindeki baskıyı artırabilir.
Hisse senetlerinin mevcut durumunu değerlendiren Allen, ABD borsalarının ucuz olmadığını vurguluyor. S&P 500 endeksi son 47 haftanın 33’ünde yükseliş kaydetti ve ABD Hazine tahvilleri, 2010’dan bu yana ilk kez beş aydır üst üste pozitif getiri sağlıyor. Ancak geleneksel değerleme göstergeleri, hisse senetlerinin hala yüksek değerlendiğini gösteriyor.
Pozitif Görüşlere Rağmen Temkinli Olunmalı
Yardeni Research Başkanı Ed Yardeni ise pozitif bir bakış açısına sahip stratejistler arasında yer alıyor. Yardeni, Eylül ayının başında yaptığı açıklamalarda, S&P 500’ün ilerleyen günlerde toparlanacağını öngörmüş ve bu görüşü doğru çıkmıştı. Yardeni, FED’in beklenenden daha güvercin adımlar atması ve ekonomik büyümenin hızlanmasıyla birlikte boğa piyasasının genişlemeye devam edeceğini düşünüyor.
Ancak Yardeni, tahvil piyasalarındaki gelişmelere karşı yatırımcıları uyarıyor. Tahvil getiri eğrisinin terse dönebileceğini ve bunun normalde bir resesyon göstergesi olduğunu belirten Yardeni, bu sefer resesyon olmayacağını savunuyor. Yine de yatırımcıların, FED’in 2 yıllık tahvil getirilerini düşürme olasılığına karşı hazırlıklı olmaları gerektiğini ifade ediyor.
Sonuç olarak, stratejistler piyasaların yükselmeye devam edeceği konusunda iyimser olsalar da, yatırımcıların olası geri çekilmelere karşı temkinli olmaları gerektiğini vurguluyor.